
İstanbul memurlar için adeta sürgün yeri
İstanbul memurlar için zorunlu hizmet bölgesi oldu. Polis, hemşire, mühendis, öğretmen büyük kentlerde barınamıyor. Herkes artan yaşam pahalılığı ve barınma krizi nedeniyle taşraya dönmenin yolunu arıyor.
İstanbul memurlar için zorunlu hizmet bölgesi oldu. Polis, hemşire, mühendis, öğretmen büyük kentlerde barınamıyor. Herkes artan yaşam pahalılığı ve barınma krizi nedeniyle taşraya dönmenin yolunu arıyor.
Tatil bitti, okullar açılıyor. Her dört çocuktan birinin çalıştığı Türkiye’de bazı çocuklar okula dönemeyecek çünkü yazın iş cinayetlerinde öldüler. Neden? Bu tablo nasıl değişir? Fayn araştırdı.
Ev temizliğine giden kadınların tatil yapması ya da kahvaltı etmesi sosyal medyada mizah malzemesi hâline geldi. Peki ya gerçek hayatları? Ne sigorta ne emeklilik… Hâlâ işçi sayılmıyorlar bile.
Uzun saatler ayakta çalışmak çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. Fakat pek çok iş kolunda çalışanların ‘oturma hakkı’ yok. Süpermarket kasasında işçilerin altından alınan sandalyenin mücadele dolu bir tarihi var.
İş ararken, “deneyimin yok” bahanesine takılmak istemeyen gençler, ücretsiz staj adı altında, sigorta dahil pek çok haktan mahrum şekilde çalışmayı kabulleniyor. İnsani bir amaca hizmeti ifade eden gönüllülüğü, “deneyim” sosuyla ilanlarına taşıyan işverenlerse yeni bir sömürü düzeni inşa ediyor.
Afgan göçmen Muhammed Nourtani, kaçak çalıştığı madende öldü. Cesedi yakıldı, böbreği alındı. Katilleri neredeyse cezasız kaldı. Ondan geriye, bir vesikalık fotoğraf ve ailesinin çaresiz adalet çığlığı kaldı.