Sapanca’nın bungalov çılgınlığı
İstanbul’a bir buçuk saat uzaklıktaki Sapanca, doğal güzellikleri yerine bungalov ve tiny house’larla gündemde. Kaçak yapılar, göl kıyılarını ve kuşların yaşam alanlarını tehdit ediyor, ekosistemi hızla değiştiriyor.
İstanbul’a bir buçuk saat uzaklıktaki Sapanca, doğal güzellikleri yerine bungalov ve tiny house’larla gündemde. Kaçak yapılar, göl kıyılarını ve kuşların yaşam alanlarını tehdit ediyor, ekosistemi hızla değiştiriyor.
Türkiye’nin en büyük küçükbaş hayvan varlığına sahip Van’da, her yıl tonlarca yün çöpe gidiyor. Bir zamanlar halının, kilimin, yorganın temel malzemesi olan yün; bugün değersiz bir atık. Üretici emeğinin karşılığını alamıyor, çevre kirliliği artıyor. Peki, bu yünü nasıl değerlendirmeli?
Bir dönem güvenlik gerekçesiyle maden projelerinin giremediği Doğu ve Güneydoğu dahil Türkiye’nin her bir yanında maden kuşatması ve buna karşı direniş var. Masalsı köyler, ormanlar, verimli topraklar, su kaynakları… Ülkeyi yönetenler için hiçbiri, şirketlerin kârından önemli değil gibi.
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, kuraklık uzarsa başkenti tahliye etmek zorunda kalabileceklerini söyledi. Türkiye’de de yağışlar son 52 yılın en düşük seviyesinde. İklim değişikliği mutfaklardaki yangını da körüklüyor, dünyada siyasal değişiklikler de getiriyor.
Belgrad Ormanı, kafeler, otopark projeleri ve “gençleştirme” adı altında kesilen ağaçlarla tehdit altında. Ormanda toplanan çevre örgütleri ve İstanbullular, “Belgrad Ormanı sahipsiz değildir” uyarısı yaptı ve rant çalışmalarının durdurulmasını istedi.
Kuraklık, zirai don yetmezmiş gibi Karadeniz’de fındık çiftçisinin başı kahverengi kokarca ile de belada. Tarımsal pandemi yaşatan, insanlarda huzur bırakmayan, günde 30 kilometre gidebilen ve çok hızlı üreyen kahverengi kokarcalar, Marmara Bölgesine de yayılıyor. Peki neden durdurulamıyor?