Trikotaj insanlığın çooook eskiden beri bildiği bir teknik.

Doğal lifleri iplik haline getirip düğümlemeyi beceremesek yolda çok üşürdük.

Bu sanata hakkını iade etmenin zamanı.

Hem kendi yünlerini alıp (kırkılmış ham koyun yünü), boyayıp, ipliklerini kendi eğirip örenler, hiç olmadıkları kadar havalılar.

“Bu kız beni görmeli” 

Örgü örmenin cinsiyetçi, daha doğrusu kadına yapıştırılmış bir yanı var. 

Daha da özelleştirelim: Örgü örmek, yeterli eğitim alamamış, çalışmayan, geleneksel mazbut kadın olmakla bir tutulabiliyor. Bu benim için de böyleydi. 

Ergenliğe adım atarken elime tutuşturulan şiş ve tığın amacı, asiliğimi denetim altına almaktı. Sokaklarda sürtmek yerine, ödevlerim bittikten sonra bir oraya bir buraya batmalıydım. 

Ören Bayan’ın eski reklamlarından biri. Aynı markanın bir de Perran Kutman’ın yeğenine kız beğendiği reklam serisi vardı. 

Kazaklar el yakıyor

Şimdilerde babaannemin sekiz şişle ördüğü kilim desenli çanta, evimdeki en değerli şey. Bense örgü örmeyi hakkıyla hiç öğrenemedim. 

Oysa örgü örmenin hiçbir yaşa, cinsiyete ve kimliğe sığmayan erdemleri var.