“Sahada bir topun peşinden koşturan 22 adam”
Futbol genellikle böyle tanımlanır, değil mi? 22 adam. Maskülen ve atletik bedenler, daha maskülen ama daha az atletik tribünlerin önünde, çığlık kıyamet, ciltlerinden ter damlaları fışkırdıkça hırçınlaşarak, yuvarlak bir topu rakip takımın kalesine göndermeye çalışır.
Fazla mı ofansif oldu?
Cevap evet ise başka bir soru daha geliyor. Türkiye’de futbolsever bir kadın ne zaman bu güzide sporun bir parçası olmaya yeltense, yanındakilerin bizzat kendi bedenine yönelik hakaretamiz sloganlarla dolu “tribün marşları” söylemesi ile ne düşünüyor sizce? Ne hissediyor?
Ola ki mevzubahis bu kadın, içinde bulunduğu ortamdan usanıp başka bir yolu tercih etti ve hemcinslerinin oynadığı oyuna yöneldi diyelim. Burada tribün bu denli acımasız olmayabilirdi. Birbiriyle çarpışan terli insanları ve ayakla hareket ettirilen topun oradan oraya sürüklenmesini, çevreden hiçbir engel gelmeden gönül rahatlığıyla izleyebilirdi. Bir kültür oluşabileceğini bile hayal edebilirdi belki. Tuttuğu futbol takımının gerçekten ona ait bir parçası olabileceğine inanırdı böylece. “Neden olmasın ki?” derdi.
Buna engel olmak kimin hakkı peki? Hak? Böyle bir hak falan var mı hatta? Türkiye’de erkek futbolu ikliminden alışık olduğumuz kavgalar kadın futboluna taşınınca neden “Şube kapatılsın” demekte bulunuyor çözüm? Baştaki futbol tasviri mi daha ofansif yoksa kadınların sahada ya da tribündeki varlığını gereksiz bir yük olarak görmek mi? Bir şeyleri değiştirmek kimin elinde? Bunun için ne yapmalıyız?
Bu soruların cevapları 2024/25 Kadın Futbol Süper Ligi sezonunda gizli. Eğer farklı açıdan bakar ve yeterince doğru soruları sorarsak…
Şampiyonluk yarışı
Türkiye Kadın Futbol Süper Ligi’nde son birkaç ay hiç olmadığı kadar çekişmeli geçti. Galatasaray sezona göklerde başladı. Şampiyonlar Ligi gruplarında boy gösteren ilk Türk takımı olarak tarihe geçti. Bundan sonra şampiyon olacak her takımın kılavuzu oldu, rotayı belirledi. Tecrübe edindi, mutlu olup havalara uçtu, yenildi, üzüldü, eleştirildi, yoruldu, tükendi… Geride bıraktığımız sezonun bir ön gösterimini yapar gibiydi âdeta.
O sırada Beşiktaş serüvene yavaş başladı. Bir ara toparlanır gibi olsa da kritik maçlarda sınıfta kalarak şampiyonluk yarışına erken veda etti. Trabzonspor, istikrarı sezon boyu koruyamayanlardandı. Ligin kalburüstü ekipleri ALG Spor ve Beylerbeyi de aynı şekilde.