2018’de Kelebekler’le Sundance’de Dünya Sineması Büyük Ödülü’nü kazanan Tolga Karaçelik’in bu başarıdan sonra ne yapacağı büyük bir merakla bekleniyordu.
Yeni filminin Amerika’da çok sevdiğimiz oyuncularla çekildiğini duyduğumuzda da çok heyecanlanmıştık, işte şimdi o uzun isimli filme kavuştuk! Aklımızda çok soru var, filmi izledik ve hemen soluğu Tolga Karaçelik’in ofisinde aldık.
En çok merak ettiğimle başlamak istiyorum: Steve Buscemi! Bizim neslin sinemaseverleri arasında çok özel bir yerde duran bir aktör … Film hakkındaki ilk haber yazılarını okuduğumda inanamamıştım…
Ben de inanamadım ki!
Peki o zaman… Bay Pembe'yle nasıl buluştun?
Bundan bir 4-5 sene önce Steve ile irtibata geçildi. O zamanlar kast direktörüm Lucinda Syson’dı, dünyanın en önemli 5 kast direktöründen bir tanesidir. Normalde Batman'leri, Aquaman'leri falan yapan bir kadın. Onunla bağlantı da Sundance’den sonra gelişti. Neyse o, bir toplantıda Steve'e benim senaryodan bahsediyor. Steve'in hoşuna gitti, gönderdik, okudu, çok beğendiğini söyledi, Kelebekler’i izledi, Sarmaşık’ı izledi, derken bir Zoom görüşmesi ayarlandı. Görüşmeye 15 dakika var, zaman geçmiyor. Zaman geçsin diye iki defa üst üste dişimi fırçalamışım. Ortam diş macunu reklamı gibi kokuyor! (Gülüyor) Sonra Steve ekranda karşıma çıktı, hemen “Ben büyük hayranınım senin, şunu bir içimden çıkartmak istiyorum. Zaman geçmek bilmedi, iki defa dişimi fırçaladım” dedim, gülmeye başladı ve rahatladım. Onda da bendeki o enerji var, heyecanlandığım zaman 5 yaşındaki çocuk gibi olurum, o da öyle, gözleri parlayarak güle güle anlattı senaryoda gördüklerini. Ondan sonra da projeyi hiç bırakmadı. Para bulamadığımız oldu, bazı oyuncular geldi, bazıları gitti, ama Steve hep oradaydı. Tam bir yol arkadaşıydı. Steve tam bir semt çocuğu. Böyle onunla kavgaya girersin yani. Şimdi de hakikaten arkadaşım demekten gurur duyduğum birisi oldu. Geçen yaz Bodrum’a geldi. Bu yaz yine bir yerlerde buluşacağız.
Devam eder misiniz çalışmaya?
Ederiz. Yani o da istiyor. Ben de isterim. Neden istemeyeyim? Bir kere, sette de muhteşem bir insan.
Steve Buscemi: “Birçok yönetmenle tanıştım Tolga. Ama sen gerçekten delisin!”
Steve Buscemi sonuçta en sevdiğimiz yönetmenlerin en sevdiğimiz filmlerinde oynayan biri. Coen’ler, Tarantino’lar, Tim Burton’lar… Fargo’dan Rezervuar Köpekleri’ne tonla kült film… Hiç bu efsane filmlerde kamera arkasında yaşananlara dair sohbetleriniz oldu mu? Var mı ilginç bir trivia?
Olmaz mı! Ama söyleyemiyorum. İlk kavgasını bile konuştuk. Dünyanın en nazik insanlarından bir tanesi gerçekten. İyi bir insan. Benim hayatımda oturtmak istediğim bir şey var artık. Ben hakikaten iyi insan olmanın emek gerektirdiğini düşünüyorum. İyi insan olmak da aptal olmak değildir. Hem zeki olup hem biraz böyle piç olup ama iyi insan olmaya devam eden bir insan… benim amacım o. Ahlak her gün vermen gereken kararlarla ulaştığım bir şeydir yani. Dolayısıyla onda gördüğüm o şey çok hoşuma gitti. Filmi çektikten sonra partide bana dedi ki, “Tolga birçok yönetmenle tanıştım. Ama sen gerçekten delisin, biliyorsun değil mi?” Ben de dedim ki, “O delilik değil, mutlu bir çocukluk.”

“John Magaro’yu seçmem başka bir psikoterapi seansının konusu olabilir!”
Ana karakter Kean için John Magaro’yu seçme nedenin neydi? Sana da çok benziyor! Bilinçli bir seçim miydi bu?
İlk geldiğinde sarışın 1.90 boyunda bir oyuncuydu. Metot oyuncusu olduğu için bana benzemeye başladı. (Gülüyor) John, bilinçli bir tercih tabii ki. En baştan beri kafamda vardı, yazarken masamda First Cow’dan bir fotoğrafı duruyordu hatta. Ki bunun sebepleri psikanaliz yaklaşımıyla başka bir psikoterapi seansının konusu olabilir! (Gülüyor) Bir de, filmlerimdeki karakterin ismi hep Kenan’dır benim. Kenan da nereden geliyor? Zor ulaşılabilir bir bilgi değil: benim ismim Tolga Kenan Karaçelik. (Gülüyor) Bu sefer Keane oldu tabii. Bu karakter böyle kendimi, erkekliğimi, yazar olmaya çalışmamı, bıdı bıdı kendim hakkında konuşmalarımla dalga geçtiğim bir karakterdi. O yüzden çok kolay yazdım.