Bugünlerde herhangi bir yayıncıyla konuşmayı, görüşmeyi düşünüyorsanız, biraz ertelemek en doğru karar olacak… Ne de olsa Frankfurt Kitap Fuarı maratonu henüz sonlandı: Ayaklar şiş, sesler kısık, e-posta kutuları yanıt bekleyen mesajlarla dolup taşmış durumda. 

Resmi tarih aralığı 15-19 Ekim olsa da çoğu yayıncı hafta başında Frankfurt’a intikal etti. Şehrin dört bir yanındaki otellerde, hostellerde, kuzenlerde konaklansa da buluşma merkezleri genellikle çılgın içki fiyatlarına rağmen bir yayıncı buluşma geleneği olan Hof, kahvesi-masası olan her köşe ve nihayetinde devasa fuar alanının farklı koridorları oldu. 

Soluğumuz, kartvizitlerimiz, kataloglarımız, lekesiz ceketlerimiz tükendi; şimdi eve döndüğümüze göre fuarda seçtiğimiz hikâyeleri yayın kurullarıyla paylaşmak, anlaşmaları sonlamak, takip e-postalarını yazıp yanıtlamak var… Bir de fuardan geriye kalan sansasyon ve dedikoduların takibini yapmak tabii.

Şimdiden e-postalarda ve WhatsApp gruplarında post-Frankfurt haberleri yankılanıyor. Dünyanın en büyük, en eğlenceli, en zor kitap fuarı bir kez daha hepimize hatırlattı: Kitap okumak sessiz bir eylem olsa da yayıncılık asla öyle değil ve bu fuar kafeinle harekete geçen binlerce insanın oluşturduğu muhteşem curcunanın ta kendisi.