“Prenses erkeklere yer yok” akımı: Bir tuhaf zorbalık
“Piremses” olmayan erkek istemenin bedeli, ilk etapta hürriyetin kaybı olabilir. Ama sonrası daha fena. Tarihle dalaşmayın. Piremses erkekleri zorbalamayı da bırakın. Yeterince zorbamız var.

Editör ve yazar
“Piremses” olmayan erkek istemenin bedeli, ilk etapta hürriyetin kaybı olabilir. Ama sonrası daha fena. Tarihle dalaşmayın. Piremses erkekleri zorbalamayı da bırakın. Yeterince zorbamız var.
Eğitim sistemi ilkokuldan, hatta okul öncesinden başlayarak hızla özelleşti. Bugün eğitim, eşitsizlikleri gidermek şöyle dursun, daha da tahkim ediyor. Ne ebeveynler ne de öğrenciler üniversite nizamiyesini daha iyi bir hayatın kapısı olarak görüyor. Hatta aksi geçerli: Dört yıllık zaman kaybı.
Siyasi baskı ve tek seslilik ekrandan ikrah ettiriyor, ama sosyal medya da kayıp cennet değil. Algoritmaların harladığı kutuplaşma, dönüp yine iktidarın işine yarıyor.
“Gelinin amcasındaaan burma bilezik”li düğünler azaldı. Ve nasıl evlendiğimiz, yaşadığımız toplumsal dönüşüm hakkında çok şey anlatıyor. Bununla da kalmıyor, düğünler sınıfsal, kültürel, dini ya da coğrafi ayrışmaların, değerlerin de işaretlendiği, sembolik yükü ağır pratikler olmaya devam ediyor.
Başkanı Beyaz Saray’da tebessümle ağırlanan bir ülkenin vatandaşı olmak, yani ulusal gururun okşanması bir seçmen ihtiyacı. Ancak tek başına kafi gibi görünmüyor.
Azarlamak, itip kakmak, buyurganlık, patronaj her koşulda ama her koşulda güç pratiğidir. Çünkü yalnızca ‘küçük’ görülene uygulanır. Ve kimsenin işini iyi yapması, kerrat cetvelini ezber etmesi, mikrofonu vaktinde takması yahut kendini gerçekleştirmesiyle sonuçlanmaz.