Anksiyetemin arttığını hissettiğim anda protez tırnaklarımı birbirine tokuşturarak “çıt çıt” sesleri çıkarmam bir olur.  

Hatta boş bulunduğum her anda algoritmamın karşıma çıkardığı camdan meyve kesme, hamur yoğurma ve çarpışan bilye videolarına saatlerce tutulabilirim.

Üstüne üstlük, bir zamanlar uçuş korkumu rahatlatması için değişik tuşlara basarak sakinleştirici sesler çıkarabildiğim bir uygulama bile vardı telefonumda. 

Acaba ben de milyonlarca insanın parçası olduğu ASMR (Autonomous Sensory Median Response) tarikatının bir parçası mıydım?

Mart 2025’te Birleşik Krallık merkezli inovasyon ve araştırma ajansı Revealing Reality’nin yayınladığı kapsamlı araştırma sayesinde bu eğilimimi anlamlandırma fırsatı buldum. 

2000’den fazla katılımcının parçası olduğu araştırmada ASMR’nin kendi yaş grubum için fazlasıyla yaygın olduğunu bilmek içimi rahatlatsa da, arkasında yatan en yaygın nedenin yüz yüze iletişimden kaçmak ve dış dünyaya karşı duvar örmek olduğunu görünce kendimi sorgulamaya başladım. 

Acaba dış dünyadan mı kaçıyorum? Yoksa sosyal medya bağımlısı mıyım? Ya sandığım kadar dışa dönük biri değilsem…

Bu soruların cevabı, 2033’te 5,21 milyar dolarlık bir hacme ulaşması öngörülen ASMR endüstrisinin perde arkasında saklı. 

ASMR nedir?

Patırtı, çatırtı, kıtırtı, fısıltı… 

Hem kafiyeli hem de fazlasıyla tatmin edici sesler bunlar.