Babalık, edebiyatta ve sinemada sık işlenen temalardan biri.
Kuşaklar arası ilişkiler, aile içi roller, sevgi ve sorumluluk gibi meseleler işlenirken bize göz kırpan bir baba figürü olur çoğu zaman.
Koruyucu, mesafeli, idealize edilen ya da sorgulanan…
Babalar gününe özel, babalık temasını farklı açılardan ele alan beş kitap ve beş film derledik.
Nereye Gidiyoruz Baba? – Jean-Louis Fournier
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam isimli kitabında sıra dışı bir babaya sahip olma deneyimini anlatan Jean Louis Fournier, Nereye Gidiyoruz Baba’da ise sıra dışı çocuklara sahip olmayı anlatıyor. Yazara 2008 yılında Prix Femina Ödülü’nü de kazandıran kitap, Fournier’in kendi hayatından izler taşıyor. İki engelli çocuğa sahip olan Fournier, bu babalık deneyimini kara mizahla ama oldukça da trajik bir anlatımla ele alıyor.
Babamı Kim Öldürdü? - Édouard Louis
Babamı Kim öldürdü? genç Fransız yazar Édouard Louis’nin 51 sayfaya sığdırdığı kısacık ama bir o kadar da çarpıcı metni. Erkeklik, babalık, kimlik gibi meselelerin ele alındığı kitap, yazar Louis’nin babasına bir mektubu, onunla bir hesaplaşması gibi. Louis’nin babası, kendi babasından sürekli şiddet gördüğü için kendi oğluna aynısını yapmamak üzere adeta yemin vermiştir. Peki ya şiddet, kimi zaman da gözle görülmez değil midir?
Babamın Yeri – Annie Ernaux
Nobelli yazar Annie Ernaux’nun alametifarikası, kendi hayatından yola çıkarak yazdığı kısacık metinlerde, bambaşka bir kültür ve coğrafyadan da olsa okurunu yakalaması. Kimi zaman aynı yarayı kaşıması, kimi zaman da bir teli aynı yerden titretmesi… Ve bunu yaparken de ne kadar kişisel bir hikaye anlatıyormuş gibi gözükse de toplumsal olana dair muhakkak bir şeyler söylemesi. Babamın Yeri de diğer tüm eserleri gibi, tam da bunun bir örneği. Kendi babasıyla olan ilişkisinden yola çıkarak yazdığı 70 sayfalık bu minik eser, tam da Babalar gününde okunmaya değer.