Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte planlar, kararlar havada uçuşmaya başladı yine: “Sağlıklı besleneceğim”, “Kilo vereceğim”, “Tasarruf yapacağım”, “Sigarayı bırakacağım”, “Her hafta bir kitap bitireceğim”, “Bir dil daha öğreneceğim”, “Spora ağırlık vereceğim”… 

Yanlarına tik atılmak için bir kâğıda yazılan tüm bu maddeler içinde, elbette hayata geçirilenler vardır. Ama büyük çoğunluğu yazıldığı gibi kalır; bir türlü adım atılamaz, ertelenir, bu arada başka bir sürü şey yapılır. Ve o kâğıt aylar sonra bir şeylerin arasında hayal kırıklığının nişanesi olarak beliriverir. 

Yeni yıl, yeni başlangıçlar için dönüm noktasıdır. Ama bazen bir şeye başlamanın ağırlığı öyle fazladır ki o dönüm noktalarının çoğunu kaçırırız. 

Tembellikten mi yaparız bunu, boşvermişlikten mi? Kendimize çok güvendiğimizden mi, yoksa tam aksine, hiç inanmadığımızdan mı?

Sebep ne olursa olsun, yalnız değilsiniz. O kadar çok insan aynı hâli paylaşıyor ki bunun bir adı bile var. Hem de ta Antik Yunan’dan beri: akrasia etkisi.

Ne olduğuna daha yakından bakmadan önce, şöyle bir canlandırma yapalım…