Ücretsiz staj ya da gönüllü çalışma, ekonomik krizin derinleştiği Türkiye’de gençler için deneyim kazanmanın yeni yollarından biri olarak sunulmaya başladı.

“İşe girmek için tecrübe, tecrübe için çalışmak” kıskacına sıkıştırılan gençler de sigortasız, ücretsiz tam zamanlı mesaiyi, deneyim sahibi olmanın yeni nesil yöntemi olarak kabulleniyor.

Avrupa Komisyonu bünyesindeki Eurostat verileri, Türkiye’nin genç işsizlik oranıyla Avrupa’da ilk sırada yer aldığını ve her üç işsiz gençten birinin üniversite mezunu olduğunu ortaya koyuyor. %20’lik genç işsizlik oranı, OECD ülkelerinin ortalamasının da üzerinde...

Birçok üniversite öğrencisi, eğitim aldığı bölümle ilgili tercih edilen çalışan olabilmek için çoğu zaman güvencesiz koşulları kabul ediyor ve bu olumsuz tablonun parçası oluyor.

Fayn, bu durumdaki üniversite öğrencileri, insan kaynakları uzmanları ve iş hukukçularıyla, uygulamanın yarattığı mağduriyetleri görüştü. Konuştuğumuz öğrenciler, ileride iş ararken isimleri Google’da aratıldığında potansiyel işverenlerin zihninde soru işareti oluşur endişesiyle soyadlarını vermediler. Ücretsiz stajyer ya da gönüllü çalışan arayan farklı sektörlerden şirket ve işverenler ise haberin yayımlandığı tarihe kadar röportaj talebimize yanıt vermedi, bazıları ise görüşmeyi reddetti.

Özgeçmiş doldurmanın “zorunlu” yolu

Fayn’a konuşan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Armağan, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Teknokent’teki bir start-up’ta staj yaptı. Armağan, ücretsiz stajı tercih etmesinin nedenini “İlk senem olduğu için zaten ücretli bir yerde staj bulamayacağımı biliyordum ama ikinci ve üçüncü senelerde kendimi öne çıkarmak ve özgeçmişimi doldurmak için yaptığım bir şeydi.” sözleriyle anlatıyor.

Ücretsiz stajı boyunca sigortası da yapılmayan Armağan’ın iki tesellisi var:

Başvurduğum tüm şirketlerden ret yemiştim ve buraya başvururken insan kaynakları müdürüne LinkedIn üzerinden ulaştım. Sigorta yapılmadı ama yol ve yemek ücretini karşıladılar.”

“Öğrenme amaçlı” gördüğü stajı boyunca hazırladığı projelerde zorlanmadığını belirten Armağan, herhangi bir baskı görmemiş. Ama bu, emeğinin maddi karşılığını almadığı gerçeğinin mazereti olmuyor:

“Diğer arkadaşlar böyle bir durumda olsa ve zorunlu stajlarını böyle tamamlamaya çalışsalar çok can sıkıcı bir durum olabilirdi. Ücretsiz stajyer, çoğunlukla ücretsiz iş gücü oluşturmak için kullanılıyor. Benim stajımı yaptığım şirket gibi bazı şirketler deneyim kazanıp öğrenmek isteyen insanları geri çevirmiyor fakat ücret de vermiyorlar.”

“Hem iş öğretip hem de para mı vereceğim?”

Hukuk Fakültesi öğrencisi Emre ise hem tecrübe edinmek hem de para kazanabilmek için pek çok işe başvurdu. İş görüşmelerinde çoğunlukla ücretsiz çalışma teklif edildiğini söyleyen Emre, “Yaklaşık 100 yerle görüştüm, sayısını hatırlamıyorum. Bunlar arasında çok kötü yerlerle karşılaştım. Piyasa çok kötü, insanların tavırları çok kötü.” diyor.

Ankara Barosu’nun sayfası üzerinden bir işe başvuran Emre, işverenin görüşme sırasındaki tavırlarını şu sözlerle anlatıyor:

“Ben özgeçmişimde son sınıf olduğumu ve hem iş hem maddi anlamda kendime destek olacak bir yer aradığımı belirttim. Beni çağırdılar. Bana ‘Ne iş yapacaksın ki sen burada? Arada bir internetten karar filan ararsın, o kadar’ dedi. Beni çağırıp bunları söyledi. ‘Hem ben sana iş öğreteceğim hem de bunun üzerine sana para mı vereceğim? İstiyorsan gel takıl’ dedi. Korkunçtu. Neye uğradığımı şaşırdım, cevap bile veremedim. Hayal kırıklığı yaşadım.”

“Sen de amma tacir çıktın”

Emre, bir diğer iş görüşmesini ise Ankara’nın en lüks semtlerinden birinde yaptığını söylüyor. Ücret beklentisi sorulduğunda verdiği cevap ve sonrasında gelişen diyalog ise işverenin kurmaya çalıştığı sömürü düzeninin açık ispatı adeta:

İstanbul’dan Ankara’ya yeni taşındığımı ve Ankara’daki piyasayı bilmediğimi söyledim. ‘Sizden bekliyorum, sizin ayırdığınız bütçe nedir’ diye sordum. O da bana ‘Sen de amma tacir çıktın’ dedi. Daha sonra ‘7 bin’ dedim. ‘Sen zaten İstanbul’dan gelmişsin, önce bir beklentini yarıya indir. Zaten son sınıfsın, yasal stajını da başlatmamışsın, beklentini onun da yarısına indir’ dedi. Bana orada da dolaylı olarak ‘para veremeyeceğiz’ denmiş oldu zaten.”

Ücret yok, eğitim odaklı sertifika verelim

Fayn’a konuşan 19 yaşındaki Emine de bir şirkette insan kaynakları alanında ücretsiz staj yapıyor. Stajına 23 Haziran’da başlayan Boğaziçi Üniversitesi birinci sınıf öğrencisi Emine, “Ücretsiz ibaresi ilanda açıkça yer alıyordu, ücret yerine eğitim odaklı sertifika programı vurgusu yapılmıştı.” diyor.

Staj uzaktan olduğu için yol ve yemek ücreti vermiyorlar. Resmî staj sözleşmesi ve sigorta, saatler üzerinden resmi çalışma süresine denkleştirilip yapıldı.” diye tanımlıyor deneyimini ve devam ediyor:

İşe alım süreç tasarımı, iş hukuku, KVKK uyumluluğu, performans yönetimi ve kurumsal iletişim gibi başlıklarda hem teorik hem de uygulamalı eğitim alıyorum. Görevler çoğunlukla eğitim ve uygulamalı alıştırmalar şeklinde, sorumluluk ve baskı seviyesi bir stajyer için makul.”

Emine’ye göre işverenler, maliyetleri düşürmek ve potansiyel yetenek havuzunu erkenden gözlemlemek için ücretsiz programlara yöneliyor:

Bu stajı yapmak isteyenlere şunları söyleyebilirim. Öğrenme fırsatının, harcadığınız zaman ve emekten daha değerli olduğuna emin olun. Eğitim içeriğini ve geri bildirim mekanizmasını detaylı sorun.”

Sosyal iş ağlarında gönüllü çalışan arayışlarına tepkiler yükseliyor

Son dönemde işverenlerin “gönüllü” çalışan ilanları, profesyonel sosyal iş platformlarında da sıkça karşımıza çıkıyor. Gönüllü yazar, gönüllü sosyal medya uzmanı, gönüllü editör... Tam zamanlı işler için gönüllülük bekleyen işverenlere yönelik tepkiler de bu platformlar üzerinden açık açık gösteriliyor ve büyük destek görüyor.

“Gönüllülük yüce bir kavramdır. Onu istihdamın alternatifi gibi sunmak, sadece ayıp değil, etik dışıdır.”

“Ücretsiz emek talep eden, ‘gönüllülük’ kelimesini çarpıtan hiçbir kurumsal yapının ‘çalışan dostu ofis’, ‘yeni nesil iş kültürü’ gibi cümleleri inandırıcı değildir. İnsanların zamanını, emeğini, bilgisini yok sayan hiçbir yapı sürdürülebilir değildir.”

“Belli ki arada unutuyorsunuz o sebeple hatırlatmayı tüm emek veren, çalışan ve çalışmak için can atan herkes adına borç bilerek diyorum ki kimse sizin kurumsal hayalinizi, kendi emeğiyle bedavaya gerçekleştirmek zorunda değil!”

Stajyer ‘yardımcı’ mı ‘potansiyel yetenek havuzu’nun parçası mı?

Fayn’ın konuştuğu insan kaynakları ve kurumsal gelişim danışmanı Özge Solakoğlu da bazı şirketlerin stajı bir yatırım olarak değil, kısa vadeli fayda aracı olarak gördüğüne dikkat çekiyor:  

“Sağlıklı işveren markası, adil süreçler üzerine inşa edilir. Ücretsiz staj, bu denklemin dışına düşüyor. Kurum kültürünü geleceğe taşımak isteyen şirketler, stajyerleri sadece ‘yardımcı’ değil, potansiyel yetenek havuzu olarak görmeli ve bu süreci etik temelde yapılandırmalı.

Stajyerin katkısı hafife alınmamalı, bu katkının bir bedeli vardır ve bu bedel sadece ‘tecrübe kazanıyorsun’ cümlesiyle ödenemez.” diyen Solakoğlu, öğrenme amacıyla başlayan bu sürecin emek sömürüsüne dönüşmemesi gerektiğini vurguluyor:

Eğer bir stajyer düzenli mesai yapıyor, departmanın iş yükünü üstleniyor, sorumluluk alıyor ama karşılığında ne bir maaş ne de gelişim desteği alıyorsa orada etik çizgi çoktan aşılmış demektir. Maalesef bazı kurumlarda stajyerlere görev tanımı yapılmadan işler veriliyor, geri bildirim verilmeden performansları değerlendiriliyor. Bu yaklaşım stajyerleri ‘öğrenen bireyler’ değil, ‘yedek işgücü’ gibi konumlandırıyor. Bunun temelinde hem sistemsizlik hem de kısa vadeli düşünme biçimi yatıyor.”

“Eğitim, maaşın alternatifi değil tamamlayıcısıdır”

Solakoğlu’na göre üniversitelerin çoğu, stajı gelişimsel bir fırsat değil, mezuniyet için gereklilik olarak görüyor. Üniversitelerin daha aktif rol alması ve staj süreçlerini izlemesi gerektiğini belirten Sokaloğlu, aksi halde bunun sadece kağıt üzerinde tamamlanmış bir formaliteye dönüştüğünü söylüyor:

İşverenlerin ‘Biz eğitim veriyoruz, o yüzden maaş ödemiyoruz’ argümanı oldukça sorunlu bir varsayıma dayanıyor. Eğitim vermek bir lütuf değil, zaten kurumun doğal görevidir. Üstelik stajyerin yaptığı işler de çoğu zaman gerçek işyükünün hafiflemesine katkı sağlıyor. Burada adil olan, stajyerin emeğini ve gelişim hakkını birlikte gözetmek. Hem öğretip hem değer vererek ödüllendirmek mümkün. Eğitim vermek maaşın alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.”

Ücretsiz ya da gönüllü stajın iş hukukunda karşılığı yok  

Fayn’ın sorularını yanıtlayan iş hukuku uzmanı avukat Taner Güngör, ücretsiz ya da gönüllü staj kavramlarının iş hukukunda yer almadığını, “zorunlu staj”ın ise 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu kapsamında olduğunu belirtti.

Güngör’e göre staj zorunluluğu bulunan öğrencilere ücret ödenmesi de şart:

İşletmenin niteliğine göre asgari ücretin en az %20’si veya %30’u oranında maaş ödenmesi söz konusu. Bu, kanuni güvence altında. Yakın dönemde çıkarılan torba yasa ile mesleki ve teknik eğitim yapan yükseköğretim kurumları da orta öğretim kurumları ile aynı yasaya tabi oldular. Dolayısıyla artık zorunlu staj yapan bir kısım üniversite öğrencilerine de belli oranlarda ücret ödeme zorunluluğu bulunuyor.”

Zorunlu staj yapanların sigorta primlerinin ödenmesinden işveren değil öğrencinin bağlı bulunduğu eğitim kurumu sorumlu. Yol, yemek veya başkaca yan hakların verilmesi ise işverenin inisiyatifine bağlı.

Gönüllü stajlarda ise durum farklı. Orada tüm sorumluluk işverende. Zira bu çalışanlar esas olarak işçi statüsündeler... 

Taner Güngör, işi yeni öğrendiği ya da iş yerinde yeni olduğu için “stajyer” olarak adlandırılan kişilerin İş Kanunu’na tabi olduğunu ve işçi kabul edilmesi gerektiğini söylüyor.

Ayrıca gönüllülüğün, işvereni çalışana karşı yasal sorumluluklarını yerine getirmekten alıkoyamayacağına dikkat çekiyor:

Yasanın belirlediği kriter kapsamında zorunlu staja tabi değilse, buna karşın ‘ben gönüllü olarak çalışmaya razıyım’ dese dahi, bir kişinin ücretsiz veya asgari ücretin altında bir ücretle ve temel çalışan haklarından mahrum bırakılarak çalıştırılması söz konusu olamaz. Bu kişi gerek iş yasası gerekse de sosyal güvenlik ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemelere tabi oluyor veya olması gerekiyor. İşverenin, ücretsiz staj yapanın unvanını, pozisyonunu nasıl tanımlarsa tanımlasın bu kişinin durumunu, ilgili işletmenin sıradan bir çalışanından farklı biçimde ele almaması gerekiyor.Aksi halde işverenin, ücretsiz çalıştırdığı her stajyer için, iş ve sosyal güvenlik mevzuatını ihlal gerekçesiyle yaptırımlarla karşılaşma riski doğacaktır.”

Hak ihlali karşısında başvuru yolları neler?

Güngör, pozisyonu ücretsiz ya da gönüllü stajyer olarak tanımlansa dahi her çalışanın hakkını aramak için genel mahkemelere başvurabileceğini hatırlatıyor.

İhlalleri yargıya taşımanın hem işlevsel hem de etkili sonuçlar doğurabileceğini belirten Güngör, “Ücretsiz ya da gönüllü stajyerlerin, ücret hakkı, sigortalı çalışma ve sigorta tutarının ödenmesi hakkına yönelik ihlaller karşısında yine sıradan bir çalışanın haklarına sahip olması kaçınılmazdır. Bu durumda işverenin ‘Ama bu şahıs ücretsiz stajyer...’ ile başlayan savunmalarına itibar edilmesi düşünülemez. İşveren için oldukça ciddi hukuki yaptırımların söz konusu olacağı bilinmelidir.” ifadelerini kullanıyor.

Güngör’e göre, giderek bir sorun alanı haline gelen ücretsiz ya da gönüllü staj konusunda yasal düzenleme şart:

Sürdürmek istediği mesleğe ilişkin uygulama bilgisini edinmek isteyen her öğrencinin bu hakkı tanınmalı ve gözetilmeli. Meslek Eğitim Kanunu ve Yükseköğretim Kanununda yeni düzenlemeler yapılmalı. Yasa ile tanımlı zorunlu staj halleri dışındaki staj süreçleri, sorumlulukları kamu idaresi, öğretim kurumu ve işverenlerce paylaşılan bir biçimde genişletilmeli.
Yasal düzenleme yapılmaması halinde genç çalışanların kontrolsüz, denetimsiz ve istismara çok açık bir alanda, muhtemelen çok da tatmin olmayarak, verimsiz ve başarısız bir deneyim yaşamaları kaçınılmaz.”
🦉
Ayda 37 TL'den başlayan seçeneklerle Fayn'a abone olarak bağımsız yayınlarımızı destekleyebilir, her hafta yeni eklenen özel içeriklerimize sınırsız erişebilirsiniz. Şimdi abone ol!
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Melisa Gülbaş

Melisa Gülbaş

Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyor. AFP ve Aposto'da muhabir-editör olarak çalışıyor. Bundan önce de Gerçek Gündem gibi haber sitelerinde muhabir olarak çalıştı. Ağırlıklı olarak gündem, siyaset ve toplumsal konular üzerine haberler kaleme alıyor.