Müzik değişiyor. Hem de çok büyük bir hızla. Eskiden türler arasında kavgalar dönerdi, aralarında keskin bariyerler vardı, şimdilerde türler iç içe. Rock, rap, pop, elektronik, metal, R&B, caz, blues… Gençler için bu “etiketler” hiçbir şey ifade etmiyor, dinlerken de üretirken de onları sınırlandıran kalıpları kabul etmiyorlar. Sound’lar kadar sahneler ve imajlar da değişiyor.
Z kuşağı rapçi, rockçı, “bir şeyci” olmak istemiyor. Başka türlü bir müzik arayışındalar, boomer kuşağın geleneklerinden kendilerini ayırmaya çalışıyorlar.
Tam bu noktada sahneye Turnstile çıkıyor. 2010’da Baltimore’da kuruluyor grup. Baltimore etnik yelpazesi geniş, siyahların çoğunlukta, beyazların azınlıkta olduğu bir işçi sınıfı şehri. Farklı kökenlerden gelen Turnstile üyeleri burada punk, hardcore ve kaykay kültüründe buluşuyorlar. Baltimore’un yeraltı sahnesinde çalmaya başlıyorlar.
Yeraltı derken gerçekten de yerin altında, bazı binaların bodrum katlarında, otoparklarda derme çatma sahnelere çıkıyorlar. Bazı konserlerinde sahne bile yok, amfileri kurup dümdüz zeminlerde çalıyorlar. Ama enerjileri inanılmaz ve zamanla bölgede efsaneleşiyorlar.
Dinginlik ve kaos arasında
İlk albümleri, Minor Threat gibi türün kült gruplarına yakın bir çizgideyken hardcore’un maskülen kodları zamanla diğer etkileşimlerle dengeleniyor. Funk, dream pop, caz, art rock, indie, shoegaze unsurları müziklerinde daha çok rol almaya başlıyor. Sahnede iki gitarlı klasik rock grubu formasyonu görsek de altyapılarında synth-pop’tan elektroniğe uzanan birçok ekolden beslenen zengin bir ses kuşağı var.
Bu tür çeşitliliği grubun sanatsal duruşuna da yansıyor. Albüm kapaklarından tişört dizaynlarına adeta bir küratörün güncel sanat sergisine çalışması gibi kafa yoruyorlar. Son albümleri Never Enough’ı “görsel albüm” formatında filme çektiler ve albümün resmî çıkış tarihinden önce filmi Tribeca Festivali’nde gösterdiler. Yönetmenliğini gitarist Pat McCrory ve vokalist Brendan Yates’in yaptığı filmin tanıtım yazısı grubun varoluşçu tarafını çok iyi özetliyor: “Turnstile’ın dinginlik ve kaos arasındaki enginlikte anlam arayışlarını takip edin.”
