“Sevmeyeni düşünülemeyecek ender insanlardan.”

Bu cümleyle tanımlıyor Nokta Dergisi 1987 yılının aralık ayında Adile Naşit’i ebediyete uğurlarken. Sözgelimi değil, gerçekten de yaşı 7’den 77’ye toplumun farklı kesimlerinden milyonlarca insanın gönülden bağlandığı, ender rastlanan bir yıldız olarak henüz 57 yaşındayken hayata veda ediyor. 

Bu satırların yazarı bendeniz, Adile Naşit’in erken vedasından bir yıl sonra merhaba dedim dünyaya. Çocukluğumda televizyonda sık sık gösterilen filmleri sayesinde hem benim yaş grubum hem de bizden sonra gelen jenerasyondan milyonlarca yeni hayran eklendi o kalabalık listeye. 

Adile Naşit, Türkiye’nin ablası, masalcı teyzesi, annesi ya da anneannesi olarak kabul gördü. Hayata dair hemen her alanda nadiren ortaklaşabilen, hafızası zayıf bir toplumun her daim sevgi ve saygıyla hatırladığı bir figür olabilmek çok az insana ve “star”a nasip olabilir herhalde. 

Üstelik bu star, varoluşuyla yıldız olmanın kurallarını hiçe saymış ve sadece kendi olarak bu özel mertebeye yerleşmiş bir istisna. 

Peki neydi Adile Naşit’i bu kadar ayrıcalıklı kılan?

BKM yapımı, yönetmen koltuğunda Çağan Irmak’ın oturduğu, senaryosunu Nermin Yıldırım’ın kaleme aldığı ve başrolünde Meltem Kaptan’ın oynadığı ‘Adile Naşit’ filmi 5 Aralık Cuma sinemalarda.

Yeşilçam’ın kabul gören kurallarına karşı

Araştırmacı-yazar Sibel Öz’ün sanatçı hakkında yazdığı kitaba verdiği alt başlık Yeşilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız, Adile Naşit’in Yeşilçam evrenindeki sıra dışı konumunu ustaca özetliyor. O güne dek sinemada yardımcı rollerde çok tutulan Mualla Sürer veya Mürüvvet Sim gibi sevilen oyuncuların çok ötesinde bir popülariteyi Yeşilçam’ın bilindik kurallarını yıkarak yakalıyor Adile Naşit. Üstelik bu sadece yapımcı, yönetmen veya senaristlerin, yarattıkları kurmaca evrenlerde yeteneğini sergileyebilmesi için ona sağladıkları fırsatlar sebebiyle değil; milyonlarca seyircinin ve film eleştirmeninin ona gösterdiği teveccüh sayesinde gerçekleşiyor.