14 Kasım’da gösterime giren Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Anatomisi Veyahut Yan Yana filminin oyuncusu, Gibi’nin Feyyaz Yiğit’i bir röportajında “Elimden gelse evden çıkmam. Evde olduğum her an evden çıkmamaya çalışıyorum, dışarıda olduğum her an da eve dönmeye çalışıyorum” dedi ve sosyal medyada aynı görüşü paylaşan pek çok insan yorumlarını sıraladı.
Evde kalmak deyince akla ileri yaşına rağmen evlenmemiş insanlar, genellikle de kadınlar gelirdi eskiden ki bence hiç hoş olmayan bir ifade.
Ama pandemiyle birlikte bambaşka bir anlamı oldu bu iki kelimenin.
Zira en sık duyduğumuz çağrı “evde kal” idi. “Hayat eve sığar”dı, “Evde hayat var”dı... Biz de zorunlu olarak evde kaldık. Hijyenimize, sağlığımıza daha bir özen gösterdik (evde yaptığımız ekmekleri yiyip kiloları aldık gerçi) ama sosyal bağlarımız zayıfladı.
Evde vakit geçirmeyi, sıkılmamayı öğrendik; uzaktan çalıştık, eğitim aldık ama dışarıda olmayı da özledik.
“Kapanmalar bitsin gör bak neler yapacağım, hiç eve girmeyeceğim” dedik. Çıktık da; ama “evim evim güzel evim” düşüncesi kimileri için daha ağır bastı.

