2025 kışını, uzun yıllardır görmediğimiz kadar soğukla haşır neşir olarak geçirdik. Okulları tatil edecek kadar kar da yağdı, zirai don nedeniyle meyve sebzeler de yandı.

Tam bitiyor derken kazma kürek yaktıran bahar ayları da cabası…

Ama artık, soğuktan büzüştüğümüz yerden yavaşça sıyrılma vakti. Toprağa, suya ve havaya düşen cemreler, mayıs ayında içimize de düşüyor ve yaklaşan Hıdırellez ateşi gönlümüzü kıpır kıpır ediyor. 

Her yıl 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanan Hıdırellez, bu yıl da Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, kendine has ritüellerle yaşatılacak. 

Hızır ve İlyas figürlerinin buluştuğuna inanılan bu özel günde dileklerinizi nasıl yansıtacağınıza dair bir rehber hazırlık. Hıdırellez efsanesinin kültürel anlamlarını da derledik.

Fayn bu hafta, Hıdırellez ateşini körüklüyor ve elinize birer kağıt kalem almanızı öneriyor. 

Hıdırellez nedir?

Hıdırellez her sene, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanan, mevsimlik bir bayram. Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar’da çeşitli biçimlerde ve farklı adlarla ama ortak bir temada yıllardır kutlanıyor. 

Ruz-ı Hızır da denen Hıdırellez gününde karada zorda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile, denizlerde darda kalanlara el uzatan İlyas’ın buluştuğuna inanılıyor. 

Bu özel buluşmanın hikmeti ise o gün dilenen dileklerin gerçekleşeceğine dair duyulan inanç. 

Baharın gelişinin şerefine geniş alanlarda büyük ateşler yakılıyor, becerebilenler bu ateşin üstünden atlıyor. Bir kağıda ayrıntılarıyla resmedilen dilekler, gül dalına bağlanıyor, toprağa gömülüyor, suya atılıyor. 

Hıdırellez geleneği, 2017’den beri, UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi”nde yer alıyor.

Hızır ve İlyas kim?

Hıdırellez, köken olarak da Hızır ve İlyas kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bir isim. Halk dilinde Hızır, Hızır Peygamber, Hızır Nebi ya da Hızır Aleyhisselam şeklinde de anılıyor. 

Ancak Hızır ismiyle anılan bu şahsiyetin kim olduğu net olarak bilinmiyor. Bir inanışa göre Hızır, ab-ı hayattan (ölümsüzlük suyu) içtiği için kıyamete kadar yaşayacak efsanevi bir kişilik. Bu kişilik, çeşitli kılık ve görünümlerde insanların arasına karışıyor ve zor anlarda onlara gizli bir yardım eli uzatıyor. 

Hızır’ın kim olduğuna dair bir başka görüş ise onun, Kuran’da Kehf suresinde anlatılan Musa Peygamber kıssasındaki kurtarıcı kişilik olduğu. Kıssada Musa Peygamber’in karşısına çıkan manevi kılavuzun Hızır olduğuna inanılsa da Hızır’ın kişiliğine dair eldeki bilgiler ve yorumlar muhtelif ve çelişkili. 

Hızır’ın aksine İlyas ise Kuran’da soyu ve kimliğiyle açıkça geçen bir peygamber olarak anlatılıyor. Ancak dinî kaynaklarda Hızır ve İlyas’ın buluşmasıyla ilgili anlatılan bir hikâye yok. 

Bazı inanışlara göre ise, Hızır ve İlyas aslında birbirinden ayrı olmayan tek bir kişiliğin simgesi. Bu yorum, Hızır kelimesinin bir lakap, İlyas kelimesinin ise bir isim olmasına dayandırılıyor. İslam mitolojisi ve bazı kaynaklar Hızır ve İlyas’ı aynı şahıs olarak ele alsa da sözlü gelenek bir görev bölüşümüne gidiyor. 

Bu görev bölüşümüne göre Hızır karada, İlyas ise sularda hizmet görüyor. Ancak bu bölüşüm de her zaman sabit değil ve zaman zaman bu iki kişilik arasında yer değiştirebiliyor. 

Hıdırellez’in kökenine dair inanışlar

Hıdırellez’in kökeni üzerine yapılan bir yoruma göre, Türkler Anadolu’ya geldiklerinde, mayısın ilk haftasında kutladıkları bir şenliği de beraberinde getiriyor. Ancak İran sahası ve Anadolu’ya vardıklarında, benzer tarihlerde bu coğrafyadaki insanların da şenlik yaptıklarını fark ediyorlar. 

Zaten 6 Mayıs, Hristiyanlarca da tabiatın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilen bir gün. Ortodoksların Aya Yorgi, Katoliklerin de St. Georges günü olarak kutladıkları 6 Mayıs, Avrupa’nın da büyük bölümünde baharın başlangıç günü kabul ediliyor. Romalılar tarafından Çoban Bayramı olarak kutlanan Pales de Hıdırellez benzeri bir bahar başlangıç günü. Kötü ruhların geleceğine inanılan Pales’te de, Hıdırellez benzeri temizlenme, arınma, hayvanlara ve tüm canlılara sağlık temennisinde bulunma gibi ritüeller yapılıyor. 

Anadolu’da Hristiyan ahali tarafından Aya Yorgi olarak kutlanan gün ve şahsiyetin, bölgenin demografisinin ve inançlarının farklılaşmasıyla birlikte İslamiyet’e transfer olmuş olabileceği düşünülüyor. Yine bir başka yorum da Aya Yorgi’nin aslında Hıristiyanlık öncesi Anadolu’da bir Hitit Tanrısı olduğu ve sonradan kutsanmış bir aziz formuna büründüğü yönünde. 

Görünen o ki Hıdırellez, birden fazla kültürün bahar bayramı geleneklerinin asırlar boyunca harmanlanmış, birbirine karışmış ve yorumlanmış hali. Hızır ise her kültür ve inancın kendine göre yorumladığı, insanüstü özelliklere sahip efsanevi bir kült şahsiyet. 

İsminin Aziz Georges, Hızır Aleyhisselam ya da bir Hitit Tanrısı olması fark etmiyor. Esas olan insanlığın kendinden üstün bir güçten medet ummaya duyduğu ihtiyaç ve kültürlerin geniş bir coğrafyada neredeyse sonsuz sayıda hikâye çıkarmaya müsait çarpışması, karışması, çoğalması…

Hıdırellez günü neler yapılır?

Hıdırellez’i eğer büyük bir alanda, piknik yaparcasına kutlama imkanınız varsa yapabileceklerinizden bir tanesi büyükçe bir ateş yakmak olabilir. Ateş makûl bir boya indiğinde de üstünden atlamak bir gelenektir. Hıdırellez ile ateş arasındaki bağın kökeninde de ateşin kötülükleri temizlediği ve hastalıkları kovduğu inancı yatıyor. 

Hıdırellez öncesinde yapılan hazırlıkların başında, evlerin dip bucak temizlenmesi ve kişinin kendi öz temizliğini yapması geliyor. Bu detaylı ev temizliği, Hızır’ın eve uğramasını sağlamak için yapılıyor. Ancak bunu istediğiniz şekilde yorumlayabilir ve bir çeşit arınma ya da bahar temizliği bahanesi olarak da görebilirsiniz. Temizliğin yanında ayrıca, doğanın bezenmesi gibi kişilerin de süslenmesi, renkli ve canlı kıyafetler giymeleri de yaygın bir pratik. 

Hızır’ın su ve yeşilliklerle arasında bir bağ kurulduğundan Hıdırellez’in bu mekanlarda kutlanması da önemli görülüyor. Ancak metropollerde bu ne kadar mümkünse tabii…

Neler yapıldığının yanında, o gün nelerin yapılmamasına dair de sözlü gelenekte çokça kural mevcut. Örneğin Hıdırellez günü erken kalkmayanın işlerinin rast gitmeyeceğine inanılıyor. Hızır ve İlyas’ın evlere uğrayacağı düşünüldüğünden evin kapı ve pencerelerinin kapatılmaması gerektiği inancı da yine büyükşehirlerde gerçekleştirmesi zor ritüellerden. 

Nasıl dilek dilerim?

Yakın zamanda sosyal medya sayesinde hayatımıza giren vision boardlar, yani hayal panoları sayesinde çizerek, resmederek dilek dilemek yeniden popüler oldu. Hıdırellez de bir çeşit hayal panosu yöntemi olarak değerlendirilebilir. Belki de yılbaşında dileklerimizi işlediğimiz panoda, henüz gerçekleşmeyenler için yarı dönemde verilmiş bir ikinci şans, bir telafidir…

Bunun için 5 Mayıs günü bir yandan kutlamalar sürerken bir yandan elinize kağıt kalem alabilirsiniz. Mümkün olduğunca açık ve ayrıntılı bir şekilde, yazılı anlatılara çok da yer vermeden, evrensel bir dille dileklerinizi resmetmelisiniz.

Katlanıp kırmızı bir kesenin içine koyulan kağıdı, gül dalına asanlar da gülün dibindeki toprağa gömenler de var. Zaten Hıdırellez’de önemli olan dilemek, usul ve yöntemler herkese göre değişebilir. 

Bir gece boyunca toprakta kalan dilekler, ertesi sabah erken saatlerde bulunduğu yerden alınıp akan bir suya atılıyor. Böylece dileklere karada darda olanların yardımcısı Hızır’ın da sudakilerin manevi kılavuzu İlyas’ın da eli değmiş oluyor. 

Böyle bir imkanınız yoksa evdeki bir çiçeğe gömüp saksıyı pencere kenarına yakın bir yere koyabilir ya da çizdiğiniz dilekleri camınıza yapıştırabilirsiniz. 

Hıdırellez’de bereket bulmak isteyenler için ise keselerinin içine bir madeni para sıkıştırmalarını öneririz. Güle gömülüp ertesi sabah topraktan alınan parayı bir sonraki Hıdırellez’e kadar cüzdanda taşımanın bolluk ve bereket getireceğine inanılıyor. 

Hıdırellez denince akla onun adı gelir: Edirne

Edirne her sene Hıdırellez’de geniş katılımlı kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Çevre illerden ve farklı şehirlerden sırf bu festival havasındaki organizasyonlara katılmak için gelenler bile var. 

Kakava Şenlikleri olarak bilinen bu kutlamalar, Edirne’de yaşayan Romanların uzun yıllardır süregelen bir geleneği.

Her yıl başlangıç günü değişmekle birlikte genellikle 5 Mayıs haftasında düzenlenen bu etkinlikte Romanlar, Edirne Sarayiçi Meydanı’nda büyük bir ateş yakarak kutlamaları başlatıyor. Çalgıcılar eşliğinde oyunlar oynanıyor, göbekler atılıyor ve dilekler dileniyor. 

İderlez, Ederlez ya da Ederlezi olarak da adlandırılan bu şenliğin kökeni, kimi kaynaklar tarafından Çingene mitolojisine dayandırılıyor. 

Edirne’de bu sene düzenlenecek olan Kakava Şenlikleri 3-6 Mayıs tarihleri arasında dört gün boyunca kutlanacak. Halihazırda Edirne’de bulunanlar ve gitme imkanı olanlar için kaçırılmayacak bir bahar bayramı.

Kalanlar için ise Hıdırellez ve özenle gerçekleştirilen ritüeller, zaten başlı başına bir şölen. Bu geleneği nereye dayandırdığınız ve neyi nasıl yaptığınız belki de işin en önemsiz kısmı. İstemeyi bilmek, dilemek ve arınmak aslolan.  

🌹
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek, yankı odalarının duvarlarını yıkmak ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Fayn'ı abonelikle destekle!
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Sinem Hızarcı

Sinem Hızarcı

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okudu. Kültürel İncelemeler üzerine çalışıyor.