20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü…
36 yıl önce bugün, Birleşmiş Milletler 54 maddeyle çocukların haklarını tanımlayarak Çocuk Haklarına dair Sözleşme’yi kabul etti.
Çocuklara haklarını; devletlere, kurumlara, yetişkinlere ise sorumluluklarını, sınırları anlattı.
Mesela “18 yaşına kadar her birey çocuktur” maddesi bu sözleşmeyle girdi hayatımıza…
Yaşama, eğitim, gelişme hakkı, katılım hakkı; çocuğun yüksek yararı, ayrım gözetmeme gibi haklar da…
Türkiye sözleşmeyi 1990’da imzaladı. Sözleşme’ye imza atan devletler, 18 yaşından küçük her bireyi şiddet ve istismardan koruyacak yasal ve toplumsal önlemleri almakla yükümlü.
Yükümlü ama aradan geçen 36 yıla rağmen bu önlemleri almayı hakkıyla becerebilen ülke neredeyse yok.
Gazze’de, Sudan’da, Ukrayna’da savaşlarda veyahut yaşadığımız kentlerin sokaklarında çocuklar ölürken, dünyada 138 milyon çocuk işçi çalışmak zorundayken, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre Türkiye’de son bir yılda 72 çocuk çalışırken yaşamını yitirirken, dolayısıyla çocuklar sayısız sorunla boğuşurken “çocuk hakkı” ifadesi ütopik kalıyor belki de…
Ama bu hakları savunmaktan, hedeflemekten vazgeçemeyiz.
Neyse ki bunu ısrarla yapan kurumlar var.
2021 yılından beri bu alanda çalışan Suna’nın Kızları da onlardan biri…
Suna’nın Kızları Programlar Koordinatörü Melda Akbaş, 18 yıldır çocuk hakları alanında bilinç, farkındalık yaratmak ve çocuk haklarının yetişkinler tarafından içselleştirilmesi için çalışan bir isim.
Akbaş’a göre, çocuk hakları meselesinin toplumun tüm kesimleri tarafından içselleştirilememesinin önündeki temel engellerin başında yetişkinlerin mevcut çocuk algısı geliyor.
