Yargı, adalet ekonomi ile birlikte ülkenin en büyük sorunu. Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün Ekim 2024 tarihli raporuna göre, yargı kurumları %18,4 ile en güvenilmeyen kurumlar arasında üçüncü sırada. Adalet herkesin ihtiyacı, böyle gitmemesi gerektiği de malum. Haliyle hukukçular, düşünürler, akademisyenler şu sorunun cevabına kafa yoruyor: Yargı nasıl kurtulur?
İşte onlardan biri de, Türkiye’deki yargı sorunlarını tespit edip çözüm önerileri geliştirmek, bu öneriler üzerinde toplumsal mutabakat sağlanması ve çözümlerin hayata geçirilmesi için çalışmak üzere Kasım 2014’te kurulmuş Daha İyi Yargı Derneği’nin Başkanı, avukat Mehmet Gün…
Yargıda A’dan Z’ye bir reform öneren 50 yıllık avukat Mehmet Gün’e göre, üst düzey kamu çalışanlarının, yargı mensuplarının hesapverir olması, Adalet Bakanı ve yardımcısının HSK’dan çıkması, yargı sistemimizin başka bir ülkeden esinlenerek değil de tamamen Türkiye’ye özgü geliştirilmiş bir sistemle yeniden düzenlenmesi şart.
Aynı zamanda Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) başkan yardımcısı da olan ve iş dünyasının nabzını da tutan Gün ile yargının nasıl reforme edilmesi gerektiğini, iş dünyasının kaygılarını, güvenilir bir yargı için kime ne görev düştüğünü konuştuk.
Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, yetki alanı dışında karar veren mahkemeler, görevsiz mahkemelerin aldıkları kararlar, yargı içinde çıkar çeteleri iddiaları, “yargının tanrıları” gibi ifadelerin kullanıldığı ve adalete güvenin son derece azaldığı bir ortam…. Maalesef bu listeyi uzatmak mümkün. Siz yargımızın, hukuk sistemimizin bir fotoğrafını çeker misiniz? Siz ne görüyorsunuz?
Türkiye, bu günlerde şimdiki halinden bir sonraki seviyeye geçmenin sancılarını yaşıyor. Bu sancılar aslında özel radyo-televizyon yayıncılığının serbest kalmasıyla başladı. Hatırlarsanız özel radyo-televizyon yayıncılığı başlangıçta Anayasa’ya aykırıydı. Ama dünyada teknoloji gelişirken Türkiye de bilgi akışından mahrum kalamazdı. O zamandan beri Türkiye'de bir aydınlanma çağı yaşıyoruz. Bugünlerde de geçmişteki köhne düzenin yıkıldığını yerine yeni bir şeyin inşa olduğunu görüyoruz. Yaşadığımız, onun sancıları.
Daha İyi Yargı Derneği’ndeki yönetim kurulu üyelerimizden Prof. Dr. Ali Murat Vural hocamızın söylemiyle, Türkiye'nin sağlıklı ilerlemesini isteyen, aklıselim, %15-20'lik bir kesim var. Ülkenin gidişatını belirleyen bu kesim hem iktidarda hem de muhalefette mevcut. O aklıselim kesim bu dönüşümün çok farkında. Gazeteci Taha Akyol da Türkiye'nin Hukuk Serüveni kitabında anlatır, Tanzimat’tan bu yana Türkiye'de bir ilerleme arzusu var. 1982 Anayasası’nın getirdiği düzen ne kadar düzelse de bizim ihtiyaçlarımıza cevap vermiyor, elimizde olandan da çok şikayetimiz var.
Başka bir şeye ihtiyacımız var ama o şeyin ne olduğu konusunda açık bir fikir yok!
Bu tabloda yargının durumu ne?