Uyuşturucu, kaçakçılık, bahis, fuhuş, insan kaçakçılığı, organ ticareti, yüklü miktarda rüşvet gibi yasal olmayan yollardan elde edilen para miktarı dünya genelinde The Wall Street Journal’e göre bir trilyon ABD doları civarında.
Birleşmiş Milletler’e göre ise bu hacim 1,6 trilyon dolar yani neredeyse Türkiye’nin bir yıllık milli geliri.
Birçok ülkede “nereden buldun” yasaları olduğu için bu kara parayı ellerinde tutanlar onları harcamadan önce yıkamak, yani temizlemek zorunda. İşte tam bu noktada başka yasa dışı yapılar da devreye giriyor.
Bu yapılar kimi zaman otel işletmecisi oluyor, aşırı pahalı otellerde kara parayı konaklatırken, kimi zaman da seyahat firması kurup diyar diyar gezdiriyor.
Dolu sandığımız otellerde, otobüs koltuklarında aslında kara para oturuyor. Yani, gerçekte var olmayan müşteriler, seyahatlerde bol bol para harcamış gibi gösteriliyorlar.
Sadece turizmde aklanmıyor kara para. Kimi zaman da restoran sahibi oluyor, ızgarada pişermiş gibi yapıp adisyonda aklanıyor.
Bazen de futbola giriyor. Sevdiğiniz takımın maçını izlerken formasının üstündeki sponsor olarak karşımıza çıkıyor. Hatta hızını alamayıp o spor kulüplerinin sahibi bile olabiliyor.
Para parayı çeker misali kimi zaman da Milli Piyango talihlisi oluyor! Nasıl oluyorsa o sihirli rakamları tutturuyor. Tutturamazsa da gerçek talihliyi bulup, kara parayı aklamak için ikramiyeden daha da fazlasını vererek o biletin sahibi oluyor.
Kara paranın katırları
Televizyon hatta banka sahibi bile olan kara para, güzelliğe de önem veriyor. Bu yüzden kuaförlerden, güzellik merkezlerinden çıkmak bilmiyor.
Güzelliğin yanı sıra tabii ki sosyal medya fenomeni olmayı da ihmal etmiyor. Milyonlarca takipçili hesapların açtığı canlı yayınlarda hediye diye geliveriyor kara para.
Bütün bu yöntemler bir nevi yeni nesil para katırları aslında. Çeteler kirli paraya elini bile sürmeden bu para katırlarına yükleyip aklıyorlar.
Bu para katırlarının en ünlülerinden biri Dilan Polat.
2007 yılına kadar İstanbul Ataşehir’de kendi halinde, mütevazi bir dairede yaşayıp doğum fotoğrafçılığıyla geçiniyordu ama sonra pırıltılı ve gösterişli bir zenginlik masalı sergilemeye başladı.
Günde 750 bin lira harcadığını söyleyen Dilan Polat ve eşi Engin Polat günün birinde polis operasyonuyla karşı karşıya kaldı.
Onlara yapılan operasyonla, kara para Türkiye’nin gündemine de yerleşti.
Aslında uzunca bir süredir tartışma konusuydu.
Kara para 2016’da virajı döndü
Kara paranın yıkanmak için kendisine Türkiye’yi seçmesinin nedenlerinden biri, 2008’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’ye “teğet geçtiğini” iddia ettiği küresel ekonomik krizin yaşandığı dönemde çıkartılan Varlık Barışı Yasası’na dayanıyor.
2008 ve 2013 yıllarında yapılan Varlık Barışı Yasalarında, amaç yurt dışındaki varlıkların Türkiye’ye getirilmesini sağlamaktı. Ancak asıl 2016 yılında çıkarılan Varlık Barışı Yasası Türkiye’yi kara para cennetine döndüren kritik viraj oldu.
Yasaya yeni bir madde eklenmesini istiyordu AK Parti… Bu madde ile yurtdışından getirilecek her türlü gelirden ne vergi alınacak ne kaynağı sorulacak ne de herhangi bir kayıt tutulacaktı. Ayrıca parayı illa sahibi değil, temsil yetkisi verdiği başka birisi de getirebilecekti. Gelir beyanları dosyalanmayacak, merkezî bir yerde toplanmayacak, ilelebet “sır” olarak kalacaktı.
Muhalefetin itirazı sonucu bu madde taslaktan ilk etapta çıkarıldı ama 15 Temmuz darbe girişiminin ardından milli birlik söylemlerinin arasında yeniden Meclis’e sunuldu. 22 Temmuz’da Varlık Barışı Yasası AK Parti’nin istediği şekilde geçti.
Böylece 2016 yılında öncekilerden farklı olarak nereden kazanıldığı bilinmeyen varlıkların sıfır vergi ve inceleme yapılmaksızın sisteme kaydedilmesinin önü açıldı.
Bunu duyan kara para durur mu?
Ülkesinde aranan, bavulunu toplayan uyuşturucu karteli, bahis baronu, silah tüccarı, kadın ve çocuk taciri soluğu Türkiye’de aldı.
