İstanbul, 23 Nisan öğle saatlerinde 6,2 büyüklüğündeki bir depremle sarsıldı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, saat 12.49’da gerçekleşen deprem, Silivri açıklarında ve 6.9 km derinlikte meydana geldi. 

İstanbulluları korkutan deprem, Tekirdağ, Yalova, Bursa, Balıkesir gibi çevre illerde de yoğun şekilde hissedildi. 

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, depremde herhangi bir can kaybı yaşanmadı. İçerisinde yerleşim bulunan binalarda yıkım söz konusu olmadı. 

Depremin yarattığı korku ve ardından gelen artçı sarsıntılar nedeniyle İstanbul’un pek çok semtinde vatandaşlar, evlerinde kalmak istemeyerek kendilerini açık alanlara attı. 

Güvenli bir alan umuduyla evlerinden çıkan İstanbulluların bir kısmı ise, deprem toplanma alanı olarak bildikleri bölgelere gittiğinde, buraları kapısına kilit vurulmuş ya da çoktan inşaat alanına dönmüş vaziyette buldu.

Bugün yaşananlar gösterdi ki olası bir afet durumu için cevaplanması gereken en önemli sorulardan biri karşısında, akıllar oldukça karışık: İstanbul’un deprem toplanma alanları, İstanbulluları toplamaya ne kadar müsait?

Her boş alan toplanma alanı değil

Toplanma alanları, afet sonrası yaşanan paniğin önlenmesi ve sağlıklı bilgi alışverişi için halkın güvenle toplanabileceği alanlar olarak tanımlanıyor.

Afet ve acil durumlar için işaret edilen toplanma alanlarının yerleri, belediyeler tarafından yedi kriter gözetilerek belirleniyor. Bu yüzden her açık ya da boş alan, toplanma alanı demek değil.