İktidardaki AKP-MHP koalisyonu ile ana muhalefet partisi CHP arasında siyasi hesaplaşmaya dönüşen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması giderek dallanıp budaklanıyor.

İktidarın yolsuzluk soruşturması olduğunu iddia ettiği süreç, CHP’ye göre siyasi bir darbe. 

Soruşturmanın ana konusu ise İBB kaynaklarının nasıl kullanıldığı ve dağıtıldığı. 

Savcılık rüşvet alındığını, ihalelere fesat karıştırıldığını, yolsuzluk yapıldığını iddia ediyor. 

İBB’nin 2025 yılı bütçesi 564 milyar lira. Bu, bazı bakanlıklardan bile fazla bir rakama işaret ediyor. 

Soruşturmanın birinci dalgasında 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 100’e yakın çalışma arkadaşı gözaltına alınıp yolsuzluk ve terör suçlamasıyla tutuklanmıştı. 

Tutuklamalar, tüm ülkede farklı kesimlerin talep ve şikayetlerini dile getirdiği protesto gösterilerine neden olmuştu. 

İkinci dalga geldi

İBB soruşturmasında ikinci dalga 26 Nisan’da başladı. 

48 kişi gözaltına alındı, 30’u tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. 18 kişi tutuklandı. 

Tutuklananlar arasında, zabıta müdürleri Nazan Başelli ile Hakan Aplak, Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol Özgüner, İBB Kamulaştırma Şube Müdürü Fatih Özçelik, İBB Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu gibi isimler var. 

Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun erkek kardeşi Cevat Kaya da tutuklananlar arasında.

İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, eski CHP Milletvekili Turan Aydoğan, İmamoğlu'nun özel kalemi Kadriye Kasapoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, eski İmar A.Ş Genel Müdürü Onur Soytürk ve iş insanı Dursun Balcıoğlu'nun da aralarında olduğu 12 kişi de yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrolle serbest bırakıldı.

İlk dalganın tartışmaları da devam ediyor

İBB soruşturma dosyasının ilk dalgasına ilişkin tartışmalar da devam ediyor. 

Zira soruşturma ağırlıklı olarak gizli ve açık tanıkların duyumlarına dayanıyor. 

İddiaların bir diğer temelini de MASAK raporu oluşturuyor. Ancak Fayn’ın edindiği bilgilere göre, ilk operasyondan yalnızca iki gün önce savcıların eline geçen MASAK raporunu soruşturma makamları bile delil oluşturmak için yetersiz buldu.

Soruşturma çerçevesinde alınan ifadelerin bir kısmı da delil arayışlarının hangi noktada olduğunu gösteriyor. Zira, İmamoğlu ve danışmanlarının cep telefonlarının neden aynı yerden sinyal verdiğinin bile sorgulandığı görülüyor. 

İmamoğlu ve CHP, delillerin sağlamlığı tartışma konusu olan soruşturmanın dava aşamasının canlı yayınlanması için çağrı yaptı.  

Kendisi de 1994-1999 yıllarında İBB Başkanıyken hakkında yolsuzluk davaları açılan ancak Başbakan olunca kazandığı dokunulmazlık zırhı nedeniyle yargılanmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman soruşturmayla ilgili demeçler veriyor. İBB’de yolsuzluk yapıldığı iddialarını gündeme getiriyor. 

Ancak toplumun çoğu ikna olmuş değil. 

PanoramaTR’nin yaptığı bir araştırmaya göre, toplumun yüzde 60’ı soruşturmanın siyasi olduğu kanaatinde.

Osman Sert: “Siyaset mahkemede başlayıp mahkemede bitmiyor”
Kamuoyu araştırmacısı Osman Sert ile Saraçhane ruhunun Gezi’den farkını, oradaki yeni sosyolojiyi, CHP’nin geçirdiği dönüşümü ve önündeki çetin yolu, AK Parti’nin düşen oy oranını ve bundan sonraki oyun planını, Türkiye’yi nelerin beklediğini konuştuk.

İktidar ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli de soruşturmanın ivedilikle ve eksiksiz yapılmasını isteyenlerden:

"İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir.