Başkanı 36 yaşındaki Burkina Faso gibi tekil örnekler hariç, dünyanın önemli bir kısmı yaşı epey ilerlemiş kıdemlilerin karar aldığı siyasal sistemlerde yaşıyor, yani “gerontokrasi” düzeninde.
Gerontokrasi salt formel bir siyasi sistemi değil, toplumun en yaşlı üyelerinin iktidarda olduğu ve kararları aldığı bir siyasi eğilimi anlatıyor.
İleri yaşlı liderler, ülke başkanlığı gibi en yüksek mertebelerden yerel yönetimlere kadar, rijit iktidar yapılarını her yerde yeniden üretiyor. Bu kısır döngüde genç yüzlere ve siyasi dinamizme yer kalmıyor, kendilerine güç bela yer açabilen gençler ortaya çıksa da çoğu zaman ya ciddiye alınmıyor, kendi yaşayacakları geleceğin kararlarına dahil olamıyorlar.
Son olarak Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili tartışmalarda da yaş meselesi gündeme geldi. Kılıçdaroğlu’nun parti idaresiyle ilgili tavrını yaşıyla açıklayanlar az değildi.
Peki bu baş edilmesi gereken bir mesele mi? Doğum tarihinin eskiliği, demokratiklik açısından iyi ya da kötü diye nitelenebilecek bir parametre mi?
İhtiyarlara yer çok
Lille Katolik Üniversitesi’nden siyaset bilimci Raul Magni-Berton, gerontokrasiyi üçe ayırıyor.
Bunlardan ilki, yasaya dayalı gerontokrasi.
Bu, yasal olarak yaş sınırlamalarıyla uygulanan ve Antik Roma’dan günümüze kadar gelen bir uygulama. Örneğin Türkiye’de cumhurbaşkanı adaylığı için 40 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor.
Gençliğin taşkınlığı, delikanlılığı, çatışmacılığı ve yarışmacılığından sıyrılmış olmayı gerektiren partisiz cumhurbaşkanlığı gibi pozisyonlar için makul kurallar bunlar.
İkinci gerontokrasi tipi ise gayriresmi gerontokrasi. Geleneksel veya stratejik olarak yaşlı liderlerin tercih edilmesini anlatıyor. Örneğin orduların başına generaller arasından yaşı en büyük olanın getirilmesi teamülü gibi.
Sonuncusu ise güç ilişkilerini oluşturan birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle oluşan filli gerontokrasi.
En yaygını da bu. Seçmenler tecrübeye teveccüh gösteriyor, bu sırada liderler güçlerini konsolide ediyor ve bayrağı teslim etmeyi reddediyorlar, sırasını bekleyenler yaşlanıyor ve sıraları geldiğinde onlar da gücün tadını çıkarmak istiyor derken, yaşlılık kural, gençlik istisna halini alıyor.
Ok, boomer!
Aslında gerontokrasi, demokrasinin beraberinde getirdiği bir teamül. Tarih boyunca idarenin çeşitli kademelerinde yaşlı bilgelere yer açılması, bir denge unsuru olarak görüldü. Örneğin Roma’dan bildiğimiz senatör kelimesi, Latincede yaşlı adam kelimesinden geliyor.
Ancak eski zamanlarda toplumsal, iktisadi ve teknolojik değişim daha yavaş; dünyanın tansiyonu daha düşük, ortalama ömür daha kısaydı. Gerontokrasi hakkındaki eleştirilerin bu yüzyılda yükselmesi, öncelikle bu nedenle şaşırtıcı değil.