Doç. Dr. Berk Esen özellikle otoriterlik üzerine çalışan bir siyaset bilimci. “Türkiye’nin Yeni Rejimi: Rekabetçi Otoriterlikbaşlıklı kitabın üç yazarından biri… Hem sosyal medyada hem geleneksel medyada görüşlerini sık sık ifade eden bir akademisyen.   

Esen, yakınlarda X’te yaptığı bir paylaşımda, Bahçeli’nin başlattığı ve PKK’nın kendini feshiyle devam eden sürecin Türkiye’yi demokratikleşmeye götüreceğine dair medyada yapılan analizleri “iyimser” olarak değerlendirdi ve bunların ülkeyi yanlış bir siyasi okumaya götürdüğünü öne sürdü

Tabii ki tepki de topladı. 

Biz de Doç. Dr. Berk Esen’e paylaşımının ötesini ve son dönem siyasi gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorduk.

Siz medyada son dönemde görülen ve 'Çocuklar biz inandık, siz de inanın' ekolü diye tanımladığınız iyimser analizlerin ülkeyi yanlış bir siyasi okumaya götürdüğünü söylüyorsunuz. İyimser analizler ne diyor? Ve sizce neden gerçekçi değiller?

Son dönemde kamuoyunda iki farklı ama zaman zaman birbiriyle ilişkilendirilen iyimser analiz dikkat çekiyor. Bu analizler, mevcut siyasal kriz ortamında Türkiye’nin yeniden demokratikleşebileceğine dair umutlu senaryolar sunuyor. Ancak her iki yaklaşım da bana göre süreci ve somut siyasal tabloyu yanlış okuyor.

Birinci yaklaşım, benim “İmralı süreci” olarak adlandırdığım, Öcalan ile yürütülen görüşmelerin yeniden canlanması üzerinden Türkiye’nin demokratikleşeceği tezine dayanıyor. Bu görüşü savunanlara göre, Erdoğan bu süreci başlattıktan sonra geri dönüş yapamayacak; süreç ilerledikçe gerekli yasal ve siyasal düzenlemeler gündeme gelecek, bu da ülkenin siyasi ortamında bir normalleşmeyi beraberinde getirecek. 

Bu analizin arka planında, Türkiye’de demokrasinin çöküşünün temel nedeninin Kürt sorununun çözümsüzlüğü olduğu varsayımı yatıyor. Dolayısıyla bu çevreler, Kürt sorununa yönelik yapıcı bir adımın, ister istemez rejimi daha demokratik bir yöne taşıyacağını iddia ediyorlar.

İkinci iyimser analiz, 19 Mart sonrası yaşanan protestolar ve muhalefetin canlanması üzerinden Erdoğan’ın ciddi bir siyasi hata yaptığına ve geri adım atmak zorunda kalacağına dayanıyor. Bu görüşe göre, yükselen muhalefet karşısında Erdoğan’ın siyasi ve ekonomik olarak ayakta kalması mümkün değil. Dahası, bu çevreler Erdoğan ile Bahçeli arasında görüş ayrılıklarının derinleştiğini; bu nedenle İmamoğlu’nun kısa süre içinde serbest bırakılmasının muhtemel olduğunu savunuyorlar.