Hepimiz bir şeyleri unuturuz. Evden çıkarken telefonumuzu, alışverişe gidince asıl almamız gerekenleri, kapının üzerinde anahtarımızı, yemek pişirirken tuz atmayı… Çünkü bunları yaparken düşündüğümüz başka şeyler galip gelir. Unuttuğumuzu fark edip daha fazla dikkat göstererek, not alarak bunların tekrar etmesini engelleyebiliriz.
Peki ya unuttuğunu unutmak… O noktada işin rengi değişebilir.
Ailenizde vardır ya da çevrenizden duymuşsunuzdur: “Annem konuşurken sık sık kelimeleri unutuyor”, “Televizyonun kumandasını buzdolabında bulduk”, “Babam aynı soruyu sorup duruyor”, “Dedem her gün geçtiği yolları karıştırıyor”, “Ablam para öderken banknotların değerinin ne olduğunu algılayamıyor”…
Önce bunların dikkat dağınıklığı nedeniyle olduğunu düşünürsünüz. Sonra tekrarladığını, bir şeylerin ters gittiğini fark edersiniz. Doktora gidersiniz. Tetkikler yapılır. Elbette bu tür davranışlara yol açan pek çok sebep olabilir. İhtimallerden biri de, o yakınınızın ve dolayısıyla sizin de hayatınızın eskisi gibi olmayacağını haber veren demanstır (ya da en sık görülen türü Alzheimer).
Duyunca yıkılırsınız. Hemen araştırmaya başlarsınız. Arama motorlarına yazdığınız “Demans” ya da “Alzheimer” kelimelerinin altında sıralanan sonuçları tek tek açıp okudukça daha da dağılırsınız. Başka doktorlara danışırsınız, aynı şeyleri duyarsınız. Çevrenizde bunu deneyimleyen insanlarla konuşursunuz, anlattıkları sizi dehşete düşürür.
İlk şoku atlattıktan sonra yakınınızın bakımı için neler yapabileceğinizi düşünürsünüz. Evde kalacaksa bir bakım veren arayışına girersiniz. Bir diğer olasılık da bakım evleridir. Devlet kurumlarını ararsınız, aylar hatta yıllar sonra yer bulabileceğinizi söylerler. Özel kurumlara başvurursunuz, çok pahalıdır. Bir şekilde bulup buluşturup yakınınızı emanet edersiniz. Sonra ziyaretler başlar, çalışıyorsanız her hafta sonu birkaç saati yakınınızın yanında geçirmek istersiniz. Genişçe bir salonda sesi yüksek bir televizyonun karşısına konumlanmış koltuklarda oturan ileri yaştaki insanlarla her hafta yeniden tanışırsınız, çünkü sizi hatırlamazlar. Umutsuzluk, çaresizlik, hayal kırıklığı, öfke, yetersizlik, suçluluk, üzüntü, belirsizlik ve korkuyu iliklerinize kadar hissedersiniz...
Alzheimer’s Disease International’a (ADI) göre dünya çapında 55 milyondan fazla demans hastası var; etkilenen kişi sayısının 2050 itibarıyla 139 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Her üç saniyede bir yeni bir vaka ortaya çıkıyor. Alzheimer hastalığı, demansın en yaygın görülen türü (vakaların yüzde 60-70’i). Üstelik demans yalnızca ileri yaştakileri de etkilemiyor. Erken başlangıçlı demans (65 yaş öncesi), vakaların yüzde 9’a yakınını oluşturuyor. Hastalığa neyin yol açtığı net olmasa da çeşitli risk faktörleri söz konusu. Kesin bir tedavisi bulunmuyor, ancak ilerlemesini yavaşlatabilecek tedbirler alınabiliyor. Bunlar işin tıbbi boyutu. Bu yazının konusu ise başka.
