6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. 

Teslim edilen ve edilemeyen konutlar ile henüz onarılamamış altyapı sorunları, depremden etkilenen kentlerin hâlen gündemi.

Peki ya esenlik, iyilik halini etkileyen diğer kentsel bileşenler? Bir ağacın gölgesinde oturabilmek, salıncakta sallanabilmek, belediye otobüsüyle hastaneye rahatlıkla gidebilmek, bir çiçek kokusu duyabilmek…

Depremden etkilenen kentlerin yeniden inşasında tüm bunları düşünmek, hâlen kaldırılamayan hafriyat tozları ve konteyner kentlerin beyaz sıcağında size ikincil, üçüncül konular gibi geliyor olabilir. 

Ancak inşaat ekonomisinin şehirleri konutla sınırlayan kent algısından biraz uzaklaşınca, kentlilerin ihtiyaçlarını daha kapsamlı bir şekilde duyabilmek de mümkün. Bunu en açık açık dile getirebilenler ise hiç şüphesiz çocuklar… 

“Daha çok bank olmalı çünkü…”

“Belediye otobüsleri temiz olmalı ve kapılarında dedektörler olmalı çünkü şoförler inen çocukları görmüyor ve kapıları üzerine kapatabiliyor.” 

“Bisiklet yolları olmalı çünkü bisiklet aslında bir ulaşım aracıdır.” 

“Parklardaki çöpler oyunla toplanabilir böylelikle çevremizi temiz tutup parklarımızı koruyabiliriz.” 

“Daha çok bank olmalı çünkü çocukların, yaşlıların ve engellilerin dinlenmeye ihtiyacı var.” 

“Çocukların sanat atölyeleri yapabileceği yerler olmalı çünkü birlikte iyileşmek mümkün.” 

Bu öneriler, Perre Çocuk ve Kent Bienali’nde, çocukların Adıyaman’ın yeniden inşasında öncelikli olarak tanımladığı ihtiyaçlardan yalnızca birkaçı… Çünkü deprem bölgesinde ihtiyaçlar bitmedi. İçinde yaşayanların iyilik halini destekleyen ve dayanıklı kentleri katılımcı, hak temelli süreçlerle kurmak mümkün. Bize düşen ise dayanışmayı sürdürmek, birbirimizin seslerini duyabileceğimiz alanları çoğaltmak. 

Şehir Dedektifi Kent Çevre ve Sanat Derneği olarak, İKSV’nin Avrupa Birliği desteğiyle yürüttüğü Ortaklaşa Kültür, Diyalog ve Destek Programı kapsamında gerçekleştirdiğimiz bienal projesinde Adıyaman’ın farklı yerlerinde, sanatçılar eşliğinde çalıştığımız 541 çocuğun kente dair ihtiyaçlarını görünür kılmaya çalıştık. 

Katılımcı Tasarım: Gerçek mi, Oyalama mı? 

Şehir Dedektifi Kent Çevre ve Sanat Derneği, çocukların sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkını merkeze alarak çalışan, İstanbul merkezli bir sivil toplum örgütü. Ekibimiz şehir plancıları, mimarlar, iç mimarlar ve çocuk gelişim uzmanlarından oluşuyor. Çocuk katılımını kentsel düzeyde çalışıyoruz.  

Depremin ardından yürüttüğümüz çalışmalarda elde ettiğimiz bulgular, kapsayıcı ve erişilebilir kamusal mekanların önemini gösteriyor. Deprem sonrası her şeyin geçici olduğu bir düzende çocukların dile getirdiği talepler, kamusal alanların yalnızca fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda iyileştirici ve dönüştürücü bir güç olduğunu anlatıyor. 

Bu bulgular ışığında, FİSA Çocuk Hakları Merkezi ve Adıyaman Belediyesi işbirliğiyle çocukların katılımıyla bir park inşa ettik. Çocukların “Hayat Parkı” adını verdiği kamusal mekânın yapım sürecinde de bazı zorluklarla karşılaştık elbette. Deprem bölgesinde, malzeme ve işgücü kısıtlarıyla çocukların heyecanla beklediği bir parkı kısa süre içinde bitirmek zorluydu. Ancak en büyük zorluk yerel yönetimi, çocukları ve bakımverenleri bu sürecin güvenilir olduğuna ikna etmekti. Atölye çalışmalarıyla çocuklara kulak verilse de bunların uygulamaya geçmesi ve yerel yönetim kademelerinin çocukların uygulanabilir fikirler ürettiğine inanmaları zaman alıyordu. 

Hayat Parkı 23 Nisan 2024’te açıldığında tüm paydaşlar, hepimiz, katılımcı tasarımın iyileştirici, öğretici sürecine kendimizi kaptırmıştık. Çocuklar belirttikleri ihtiyaçların uygulanabileceğini somut olarak deneyimlediler. Arkadaşlarına fikirlerinin nasıl oyun parkına dönüştüğünü heyecanla anlattılar. Ebeveynler nefes alınabilecek bir alan olduğu için sevindiler. Küçücük oyun alanında ilk günden azığını kapıp piknik yapanlar boldu. Yerel yönetim ise çocukları dinlemeyi öğrendi. Adıyaman’daki çalışmalarımızda bu önemli bir eşik noktasıydı.

Bir parktan tüm kente 

Hayat Parkı’nın açılışında katılımcı tasarım sürecinin aşamalarını gösterdiğimiz, çocukların çizimlerinden oluşan minik bir sergi yaptık. Sergide çocuklara hangi fikirlerin hayata geçirildiğini, hangilerini hayata geçirmenin mümkün olmadığını nedenleriyle anlattık. Çünkü bir şeyin “neden yapıl(a)madığını öğrenmek” katılımcı süreçlerin en önemli parçası. 

Bu sergiye çocukların ilgisi yoğundu. Biz de düşündük: “Bir parkta edinilen tecrübe neden tüm kente, bütün bir yeniden inşa sürecine yayılmasın? Neden bu üretim süreci çocukların zihinlerinde dolaşan ama asla temas edemedikleri kentsel mirasla ilişkilerini yakınlaştırmasın? Neden çocukların fikirlerinin önemli olduğunu, dikkate değer, işe yarar olduğunu, yaşamaktan, saf deneyimden geldiğini daha güçlü anlatmayalım?” 

Perre Çocuk ve Kent Bienali, dünyada farklı yerlerde düzenlenen çocuk bienallerinden beslenirken, Türkiye’deki bienal pratiklerinden belirli açılardan ayrışıyor. Bu bienalin öncelikli hedefi, Adıyamanlı çocukların kente dair fikirlerini görünür kılmak.

Bienalde yer alan işler, çocuklarla sekiz ay boyunca Adıyaman’da farklı sivil toplum toplum örgütlerinin işbirliğiyle ve farklı araçları kullanan sanatçıların katılımıyla yürütülen atölyelerin bir çıktısı… 

Kasım 2024’ten bu yana Adıyaman’da çocuklarla birlikte yürüttüğümüz atölyelerde, onların kentle kurdukları ilişkilerden yola çıkan fikirler, çizimler, maketler ve ses kayıtları, bienalin üretim sürecinin merkezine yerleşti. Bu süreçte kent hakkı, oyun hakkı ve ifade özgürlüğü gibi temel çocuk haklarını odağa alarak, çocukların kentle ilişkilerini güçlendiren ve seslerini duyurmayı amaçlayan bir çerçeve benimsedik. Böylece çocuklar bu bienalin her adımında gözlemleyen, düşleyen, tasarlayan ve ifade eden bireyler olarak bienalin üreticisi, kurucusu ve anlatıcısı oldular. Bu üretimler yalnızca çocukların dışa vurduğu yaratıcı ifadeler değil, aynı zamanda kentsel yaşantıda demokrasi, eşitlik ve kapsayıcılık gibi büyük kavramların izlerini taşıyor.

Perre Çocuk ve Kent Bienali 2025: Karakuş’un Gözü 

Çocuklar, atölyeler aracılığıyla kentin yeniden düşünülebileceğini, hareketlendirilebileceğini ve dönüştürülebileceğini fark etti. Bu süreç aynı zamanda onların zihin dünyalarında depremden sonra kalan yıkıma dair hafızayı da dönüştürdü. 

Adıyaman’ın farklı yerlerinden, çoğunlukla konteyner kentlerde yaşamını sürdüren çocukların katılımıyla ilk bienal Karakuş’un Gözü temasıyla gerçekleşti. 

Karakuş, Kommagene Krallığı zamanında göklerdeki gücü temsil ettiği için, tarihi kalıntılarda da rastlanan önemli bir figür. Adıyaman’da kartala karakuş deniyor. Bienal teması, Adıyamanlı çocukların gücünü, kente bütüncül “kuş bakışını” temsil ediyor. 

Bienalin 2025 temasının Karakuş’un Gözü olmasına da çocuklar karar verdi; çünkü karakuş “güçlüydü, tarihiydi, Adıyaman’ı anlatıyordu ve çok havalıydı.”

Bienalde çocukların Adıyaman’da yaşarken kendilerini iyi ve güvende hissetmelerini sağlayan, “ayakları yere sağlam basan”, “enkazları toplayan”, “küfür edenleri susturan”, “çevreyi temizleyen” Süper Güçlü Canavarlar da yer aldı. Bir kenti çocuklar, engelliler, yaşlılar için daha yaşanabilir hale getirecek önerilerden posterler ve pankartlar hazırlandı. 

“Nemrut’u Japonlar, Adıyamanlı çocuklardan daha iyi biliyor.”

Bienal kapsamında Kommagene Krallığı’ndan günümüze ulaşan kalıntıların fotoğrafları nakışla işlendi. Nemrut Dağı, Perre Antik Kenti gibi dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ağırlayan eserler, Adıyamanlı çocuklara ismen tanıdık, çokça yabancı geldi. Atölye katılımcılarından birinin dediği gibi, “Nemrut’u Japonlar, Adıyaman’da yaşayan çocuklardan daha iyi biliyordu. 

Ses tasarımı atölyesinde çocuklar Kommagene Krallığı’nda yaşayan insanları, gündelik yaşamı hayal edip özgün sesler üretti. Kent ve sanat atölyesinde, Adıyaman haritasını ilk defa görüp oraya en önce yolları işaretlediler; “çünkü olan yerlere de otobüs ve yol olmadığı için gidemiyorlardı ki…”

Kent ve mimarlık atölyesinde stop motion tekniği kullanarak Adıyaman’ı yeniden tasarladılar. Bir kentin farklı katmanlarını oluşturan bu temalar birleşip Adıyaman’a dair koskoca bir kent tahayyülüne dönüştü. 

Şimdi sıra çocukların ihtiyaçlarından doğan bu çok katmanlı kent tahayyülünün gerçeğe dönüşmesi için yetişkin sorumluluğu alıp kamu kurumlarını takip etmekte. Her çocuğun iyi ve güvende yaşama hakkının savunuculuğuyla çıktığımız bu yolculuğun ilk durağını çocukların Adıyaman’a ve Türkiye’deki kentsel pratiklere armağanı olarak görüyoruz. 

Bir sonraki bienalin çalışmaları Kasım 2025’te başlayacak. Adıyaman’da canla başla çalışmaya devam eden sivil toplum örgütleriyle, yerel yönetimle ve çocuklarla “daha katılımcı, daha kapsayıcı nasıl olur” sorusunu sormaya devam edeceğiz. 

Karakuş’un gözü “Biz de unutmadık” diyen herkesin üzerinde olsun… 

🦉
Fayn, güç sahiplerini denetlemek, bakış açılarımızı genişletmek, yankı odalarının duvarlarını yıkmak ve 21. yüzyılın enformasyon karmaşasına direnebilmek için var. Fayn’a sınırsız erişim için abone olun.
Bağlantı kopyalandı!

Yazan:

Şehir Dedektifi

Şehir Dedektifi

Şehir Dedektifi, çocukların sağlıklı ve güvenli çevre hakkını odağına alan yaşanabilir kentler için araştırma, izleme, kapasite geliştirme ve savunuculuk yapan, tasarım araçları ve mekânsal çözümler üreten bir STK'dır.