24 Ocak 2025 tarihinden itibaren önce gözaltı sonra tutuklama nedeniyle özgürlüğü elinden alınan menajer Ayşe Barım hakkındaki iddianame nihayet çıktı.
Başka sanığın olmadığı iddianameye göre, Barım hükümeti devirmeye teşebbüs edenlere yardım etti, bu nedenle de 30 yıl ceza almalı.
Barım hedef gösterildi
Ayşe Barım’ı darbeyle suçlanmaya götüren süreç, 26 Eylül 2024 tarihli bir yazıyla başladı.
Yazının üzerinde imzası olan kişi, iktidara yakınlığıyla bilinen Fuat Uğur.
Uğur, kişileri ve kurumları hedef göstermekle, özellikle cinsiyetçi ifadeler kullanmak ve paylaşımlar yapmakla biliniyor. Örneğin en son Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş için cinsiyetçi ifadeler kullanmış, tepkiyle karşılanmıştı. Şarkıcı Tarkan hakkında da cinsiyetçi imalarda bulunmuştu.
Uğur, 26 Eylül 2004’te TV100 kanalının internet sitesinde, Rekabet Kurulu müfettişlerinin dizi sektöründeki bazı yapım şirketlerinin ofislerini bastığını ve haklarında inceleme başlattığını anlattı.
Uğur’un imzasını taşıyan yazıda, “TV kanallarında ve dijital platformlarda hep aynı isimlerin oynadığı, bir mafya sistematiği olduğu" öne sürülüyordu.
Uğur, bu yazıda, adını vermeden bir kişiden söz ediyor, alışkanlığı olduğu üzere cinsiyetçi yorumlarda bulunup, hakaret ediyordu.
Yazıda, fuhuş iddiaları, cinsel yönelim üzerinden aşağılama girişimi, şantaj iddiası gibi duyumlar anlatıldıktan sonra, bütün bu konularla ilgili olduğu iddia edilen bir kişinin hangi oyuncuların hangi dizi ve filmde oynayacağına karar verdiği öne sürülüyordu. Yazıya göre, bu kişi dizi ve film sektörünü çeşitli yöntemlerle domine ediyordu.
Fakat bu yazıda bahsi geçen konular, iddialar yazı yayımlandıktan hemen sonra gündem olmadı. Ta ki aylar sonra bazı sosyal medya hesapları, bu yazıdaki iddiaları sosyal medyada dolaşıma sokana kadar.
İlk işaret fişeğini çakan sosyal medya hesapları, TRT ve Turkuvaz Medya’da etkili olan ve Pelikan diye adlandırılan gruba yakın isimlere aitti.
Bu hesaplar, Uğur’un yazısında adı geçen kişinin Ayşe Barım olduğunu öne sürdüler.
Sosyal medyadaki paylaşımları ihbar kabul ettiğini açıklayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ocak’ta Barım hakkında tekelleşme ve şantaj soruşturması başlattı.
13 Ocak’ta Barım hakkında kaçma ihtimali olduğu gerekçesiyle yurt dışı çıkış yasağı konuldu.
Ancak bir süre sonra tekelleşme ve şantaj iddialarını unutan iktidara yakın medya, bu kez konuyu Gezi olaylarına kadar götürdü.
Barım’ın, ajansındaki oyuncuları, Gezi Parkı eylemlerine ve Ekrem İmamoğlu’nun Yenikapı Mitingi’ne katılmaya zorladığı yazıldı.
Birçok konuda olduğu gibi iktidar medyasının bu haberleri de savcılığa “yol gösterici” oldu.
24 Ocak Cuma günü, Ayşe Barım’ın ev ve işyeri basıldı.
12 yıl sonra 2013’teki Gezi eylemleri nedeniyle gözaltına alındı.
Emniyet ve adliye süreçlerinin ardından tutuklandı.
Hakkında merakla beklenen iddianame Nisan ayının son günlerinde çıktı.
171 sayfalık iddianamede tek başınaydı Ayşe Barım…
Gülen Örgütü’nün dosyasına sarıldılar
Uzun uzun Gezi eylemlerinin anlatıldığı iddianamede, Açık Toplum Vakfı, Anadolu Kültür Anonim Şirketi, Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve Forumlar Koordinasyonu'nun Gezi eylemlerini destekleyen kuruluşlar olduğu iddia edildi.
Barım ile ilgili iddianamede geniş yer verilen ve Gezi eylemlerinin yerli finansörü olarak tanımlan isim de yine Gezi eylemleri nedeniyle 8 yıldır cezaevinde olan Osman Kavala.

İddianameye göre Gezi eylemlerine uluslararası finansal destek de vardı. Bu finansman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, siyasi yasağı nedeniyle Başbakan olamadığı ama AK Parti Genel Başkanı olduğu dönemde 2003 yılında aynı masada poz verdiği ABD'li milyarder George Soros’a bağlandı.