Türkiye bir süredir yargıya dair çok ciddi iddialarla karşı karşıya…
Türkiye’nin en ünlü avukatlarından bazılarına yönelik rüşvet ağı ya da şüpheli ticari ilişkiler iddialarından Saray’daki danışmanların adının geçtiği çıkar gruplarına çok sayıda dudak uçuklatan haber hemen her gün medyada yer alıyor. Haberler avukatından gazetecisine, hakiminden savcısına uzanan kirli düzendeki çarklara işaret ediyor.
Bu düşündürücü gelişmelerin ilkiyse, 2023 yılının Ekim ayında, dönemin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ya kendi adliyesi hakkındaki şikayeti oldu. Uçar, yaşanan bazı şüpheli adli işlemlerle alakalı detaylı bilgiler verdiği; para karşılığında erişim engellemesi ve tahliye kararları verildiği iddialarını dile getirdiği bir şikayet dilekçesi yazmıştı.
Bu kez yine akıllara durgunluk veren, 25 Ekim günü, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman’ın Facebook hesabından yaptığı dikkat çekici “Yeni Şafak Çetesi” başlıklı paylaşımdı. Mesajdaki sert ifadeler ve 38 yıllık bir hakimin sosyal medya hesabından böyle bir metin yayımlama ihtiyacı duyması merak uyandırdı.
Gelin şimdi bir mesajla su yüzüne çıkan, yargımızın içler acısı halini bir daha gözler önüne seren çok çarpıcı iddialara yakından bakalım.
Kavga nasıl başladı?
Bir iş insanı, bir Yargıtay Daire Başkanı ve bir medya grubu…
Bir iş insanının kendi lehine karar vermeyen mahkemenin hakimi hakkındaki iddiaları, Yenişafak Gazetesi’nin “Yargıtay’da FETÖ izleri” başlıklı ve söz konusu hakimi hedef alan haberleri ve manşetleri, hakimin görülmemiş nitelikteki yanıtı…
İşte bu üçlü arasındaki kavga ve bir dava, çok farklı iddiaları gündeme getirdi.
Peki bu kavga nasıl başladı?
Yeni Şafak gazetesi, ilk olarak 23 Ekim’de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi başkanı Abdullah Yaman’ı hedef alan haber yaptı. Haberin ana konusu, sıradan bir ticari ortaklık anlaşmazlığı gibi görünüyordu. Haberde, hakimin fotoğrafına da yer veriliyordu.
Habere göre GMO Grup Yapı adlı şirket 2007 yılında Erenköy’de 330 dairelik bir konut projesine başlamıştı, şirketin yüzde 50’şer hisseye sahip iki ortağı vardı. Ortaklardan biri Kamil Darbaz’dı.
Darbaz’ın iddiasına göre, diğer ortak hissesini önce İGDAŞ’ta şoförlük yapan kardeşinin üzerine aktardı, sonra da Altınbaş Grubu’na sattı.

