Son yerel seçim 31 Mart 2024’te yapıldı. 

Seçimde çeşitli partilerden 26 milletvekili belediye başkan adayı gösterildi. 

Milletvekillerini yerel seçimlerde aday göstermek siyasi partilerin önemli taktiklerinden biri. Eğer söz konusu milletvekili, ilinde güçlü bir isimse ve o milletvekiliyle belediye seçimlerinin kazanılabileceği düşünülüyorsa, partiler bazen bu taktiği uygular. O belediye seçimleri kazanılamayacak ama oylar artacaksa da bu taktiğe başvurulduğu olur. 

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde milletvekillerinden de belediye başkanlığında gözü olanlar söz konusuydu. Mesela, belediye başkanlığı için aday gösterilen ve bu konuda gayet gönüllü olan bir milletvekili vardı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde milletvekillerinin eskisi gibi ağırlığının kalmadığını vurgulamıştı ve şöyle demişti:  

“Belediye başkanı sadece iki şey yapamaz. Bir para basamaz, iki adam asamaz. Onun dışında her şeyi yapar.”

Belediye başkanlığının hele de büyük bir şehrin belediye başkanlığının siyasetteki karşılığını böyle canlandırın gözünüzde. İşte öyle bir güç…

Erdoğan neyi tarif etti?

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs 2025’te partisinin TBMM’deki grup toplantısında uzun uzun konuştu. Gündeminin en önemli maddesi, PKK’nın kendini feshetmesiydi. Konuşmasının ikinci maddesiyse, yerel yönetimler oldu.

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirerek konuya girdi. Lafı oradan yerel yönetimlere getirdi:

Eser ve hizmet üretimini hızlandırmak için verilen kimi yetkiler, art niyetli belediye yöneticilerinin elinde gayrı meşru kazançların, çıkarların, hesapların, kariyer planlarının vasıtasına dönüştü” dedi. 

Meselenin İstanbul ile sınırlı kalmadığını belirtti. Uluslararası boyuta ulaşan, bazı cemaatleri ve hatta istihbarat örgütlerini de içine alan bir yapı oluşturulduğundan bahsetti. 

Cemaatten kastın Süleymancılar olduğuna dair görüşler var, istihbarat örgütlerinden kasıt henüz netleşmedi.

Belediye yönetim sistemlerinde gedikler açıldığını ve denetim mekanizmasının yeterince etkin işletilemediğini söyledi. "Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaşımının gözden geçirilmesi gerekiyor" dedi. 

Erdoğan, büyükşehir ile ilçe belediyelerinin zabıta ekiplerinin çatışmasından kentsel dönüşümdeki zorluklara ve mahalle statüsüne dönüşen köylerdeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerine kadar aksayan bir dizi sorundan dem vurdu. Sonra da “Yeni bir belediye yönetimi statüsüne ihtiyaç vardır” diyerek, il özel idaresi yapılanmasının da gözden geçirileceğinin işaretini verdi. Vali ve kaymakamların koordinasyon görevlerinin daha aktif hale getirilmesi gerektiğini söyledi:

“Belediyelere kamudan tahsis edilen ve kendi topladıkları mali kaynakların daha etkin denetimi için, bir tarafı yerel dinamiklere, diğer tarafı ilgili merkezi kurumlara dayanan yeni bir yapı kurulmalıdır.”

İmar düzenlemelerinin sağlıklı yapılmasının ve ön hazırlığının önemini hatırlattı. Teknik çalışması iyi yapılmamış projelere kaynak tahsis edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Vurgunun içinde AKP’li eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in başkentin göğsüne sapladığı Ankapark ucubesi de var mıydı, anlaşılamadı. 

Erdoğan çıkarımlarından çıkan

Erdoğan’ın çıkışı ilk olarak şu olasılığı düşündürdü: