Merhaba
Fayn Haftalık 61’nci sayısı şerefine “Fayn’a her yer Trabzon” şakası yapmamak için kendini zor tutuyor ve hızlıca gündeme geçiyor.
Köstebek, jandarma ve bilgi notu görünümlü itibar suikastı
İBB soruşturmasında kullanılan yöntemler bilenlerin bildiği, hatırlayanların gayet iyi hatırladığı Fethullah Gülen yöntemlerini hatırlatıyor. Bu noktada olan biteni Ergenekon ve Balyoz ile kıyaslamak son derece doğal. Bizim bazı deli sorularımız da var: Soruşturmanın 3. dalgasını neden jandarma yaptı? Emniyet ve adliye arasındaki sıkıntı ne? Hukuk devleti ve masumiyet karinesini en son kim, nerede gördü? Fayn’ın özel haberi.

Erdoğan’ın kafasındaki belediye modeli ne?
Cumhurbaşkanı Erdoğan o seçime gitmeden önce yerel yönetimler için yeni bir idari yapılanma planlıyor. Peki bu yapılanma neyi yapılayacak? Cumhurbaşkanı’nın kendi partisinin kazanmadığı belediyelerden hoşlanmadığı malum. Ama "Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaşımının gözden geçirilmesi gerekiyor" derken bu yönde bir müdahale imkanından mı yoksa merkezi yönetim modelini güçlendirmekten mi bahsediyor onu kestirmek zor. Ankara muhabiri derledi.

Bilmeyenlere AKP’li yıllar:
Medusa’nın Salı
soL TV’nin ses getiren belgesel serisi Medusa'nın Salı: Bir AKP Belgeseli yedinci bölümü ile sezon finali yaptı. Çok izlendi, epey konuşuldu. AKP’li günlerin bir kısmına yetişemeyen ya da hatırlayamayan genç kuşaklar için pek çok açıdan faydalı bir derleme. Diğer yandan bazı eleştiriler de aldı. Fayn kafasındaki soruları soL Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Günay’a sordu.

Küllük’ten barikata: Beyazıt’ın mirası
İstanbul Üniversitesi öğrencileri 19 Mart’ta yıktığı polis barikatıyla CHP’yi de, muhalefeti de peşine takmış, sokağa indirmişti. Beyazıt Meydanı’ndan başlayan bu öğrenci hareketi aslında köklerini tarihten alan bir geleneği de yansıtıyor. Turan Emeksiz'den 16 Mart Katliamı'na, Küllük Kahvesi'nden Deniz Gezmiş'lere uzanan bu sokaklar, kritik anlarda dikkat çeken bir öğrenci hareketi mirasına sahibiz. Kavel Alpaslan bu mirasın izini sürdü.

Arkadaşımın santralisin
Rusya’nın Türkiye’deki ilk nükleer enerji santrali Akkuyu yakında elektrik üretimine başlıyor. Cevaplanmamış onlarca soruyla birlikte… Davaların, protestoların gölgesinde inşa edilen Akkuyu bugüne nasıl geldi? Rusya ile anlaşmanın koşulları neler? Başkasının santrali, bizim enerji sorunumuza çözüm olabilir mi? Güvenlik endişeleri yersiz mi yoksa potansiyel bir felaketten korkmalı mıyız?


“Ne yaparsan yap, kazanamazsın diyorlar. O zaman kazan!”

17 Ocak 2000 günü Balıkesir'de doğan bir bebeğin ciğerlerinden yaşama tutunma umuduyla derin bir çığlık yükseliyordu. Bu yüksek ses önce voleybol sahalarına taşındı. Aldığı her sayıyı hayatının en önemli anıymış gibi kutlayan bir çocuğun dudaklarına. Sonra milyonlara ulaştı.
Asi, cesur ve sınırsız. Bazen de filtresiz. Skorer, rekabetçi ve kararlı. Bazen de agresif. Ebrar Karakurt'un öyküsü eleştirilse de geri adım atmayan bu yapısıyla, üç kelime altı harflik sade bir bakışa uygun: "So Do It"
Kadın sporcuların önyargılara karşı verdikleri mücadeleyi odağına alan ve Caitlin Clark’tan Sha’Carri Richardson’a, A’ja Wilson’dan Sabrina Ionescu’ya başarılı ve ilham veren sporcuların yer aldığı kampanyaya son olarak A Milli Kadın Voleybol Takımımızın yıldız oyuncusu Ebrar Karakurt da dahil oldu.
Kendi oyunuyla, kendi sesiyle, kendi kimliğiyle…
Dünya basınında Türkiye
Ülkemiz bu hafta hangi vesilelerle yabancı basında kendine yer buldu diye merak edenler toplanın. Bu hafta bahsimiz çözüm süreci gibi olan süreçle ilgili geçti. Yunanistan’da yine jeopolitik ve ekonomik kelimeleriyle bir arada anıldık. Newsweek’te alttan alta bir Erdoğan övgüsü kaleme alındı. Çin basını bizi istikrarsızlık riski altında gördü. Devamı derlememizde.

Türkiye’de ikinci el alışveriş neden tutmuyor?
Türkiye’de ikinci el alışveriş zihnimizde buruk bir tat bırakıyor. Zira bizde ikinci el, çoğu zaman zorunluluktan doğan bir seçenek olarak algılanıyor. Avrupa ve Amerika’da ise tam tersi. İkinci el satın almak alışveriş kültürünün önemli bir parçası. Avrupa ikinci el pazarı, 2024 itibariyle 32 milyar Euro’nun üzerinde bir değere sahip. Bu rakamın 2028 yılına kadar 86 milyar Euro’ya çıkması öngörülüyor. Avrupalıların en az yüzde 87’sinin ikinci el alışveriş pazarına dahil olduğu biliniyor. Avrupa, Amerika ve Türkiye’deki tüketim alışkanlıkları farkında hangi anlamlar gizli? Sinem Hızarcı araştırdı.

Sean "Diddy" Combs Davası:
Güç, sessizlik ve istismar mimarisi
ABD’de spor sezonunun sonuna doğru dava sezonu başlıyor diyebiliriz. OJ Simpson Davası, Bill Cosby Davası, Weinstein Davası, Trump-Stormy Daniels Davası, Johnny Depp-Amber Heard Davası hepsi Nisan-Haziran arasında başlamıştı. Bu yılın dikkatleri mahkeme salonlarına çeken mevzusu Sean "Diddy" Combs Davası. Amerikan müzik endüstrisinin en güçlü figürlerinden biri olan "Diddy" ya da eski adıyla “Puff Daddy” onlarca yıl boyunca inşa ettiği şöhret imparatorluğunun enkazında sayısız istismar suçlamasına karşı savunma yapıyor. Elif Key davayı New York’ta takip etti.

Sevişmeden uyumayalım mı?
Adını anmak bile riskli olabilse de, Woody Allen’ın başyapıtlarından Annie Hall’un ünlü sahnesini anımsayanlar çıkacaktır. Bir çift farklı ekollerden iki terapist ile iki ayrı seanstadır. Terapistler hem kadına hem erkeğe aynı soruyu sorar: Ne sıklıkla sevişiyorsunuz? Biri “Dur durak bilmeksizin, haftada üç kez” diye yanıt verir; diğeri “Neredeyse hiç, haftada üç” diye. Libido uyumsuzluğu edebiyatta da sinemada da gerçek hayatta da kendine geniş yer bulan bir mesele. Fayn’ın gündeminde niye bulmasın?

“Benim yerime arkadaşım kovuldu”
Okurumuz işinde bir hata yapmış. Ancak hatanın kendisine ait olduğunu söylemesine rağmen şirket arkadaşının işine son vermiş. Okurumuz “Ben de istifa etsem mi?” diye soruyor. Burada ahlaki sorularla boğuşması gereken kişi okurumuz mu? Yoksa yöneticisi mi? Ahlak Bekçisi cevaplıyor.

Fenerbahçe mi? Ergin Ataman mı?
EuroLeague Final Four bugün başlıyor. Üstelik de Türk sporseverlerin sevdiği bir soruyla başlıyor: Fenerbahçe mi? Ergin Ataman mı? Spor kanadı ligin tarihine ve bizim o tarihteki yerimize şöyle bir göz atıyor. Sonra da olasılıkları değerlendiriyor.



Editörlerimizden bazıları bir çılgınlık yapıp sinemada Solaris izledi. 2 saat 47 dakika, ara yok. Böyle blok film izleme deneyiminden belli bir yaşın altı sağ çıkamayabilir. Ama ekibimiz sağ çıkmakla kalmadı, mutlu da çıktı. “Zamanında sinema da sinemaymış. Şimdi film diye oynattıkları şeylerin çoğu bunların yanında terlik reklamı gibi kalıyor” dediler. Üstüne de Stalker için bilet aldılar. Kısacası Fayn sinemayı seviyor. Size de Kadıköy Belediyesi’nin Sinematek’ini ve Andrey Tarkovski: Zamanın Mimarı ana programını öneriyor. Tarkovski’nin 8 filmi Haziran ayı boyunca çeşitli aralıklarla yakalanabilir.