Türkiye kurak bir yıl geçiriyor. İklim değişikliği beraberinde sadece kuraklığı değil; seller, şiddetli fırtınalar yani aşırı hava olaylarını da getiriyor. Bu yıl kuraklığın üstüne bir de zirai don eklenince tarım ağır zarar gördü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon hedefindeki sapmanın da en önemli sebeplerinden birinin “kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku” olduğunu söyledi. Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 34,87… 

Rakamlar kuraklığın boyutlarını daha net bir şekilde gösteriyor. 

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 2025 Su Yılı Raporu’nu geçen ay yayınladı. Rapor, yağışlı periyodu kapsayan 1 Ekim 2024 - 30 Eylül 2025 arasındaki 12 aylık verileri kapsıyor. Buna göre, Türkiye genelinde 12 aylık yağış verileri, son 52 yılın en düşük seviyesine indi. Belirtilen dönemde Türkiye genelinde metrekareye 422,5 kilogram yağış düştü. Bu değer, uzun yıllar ortalamasının yüzde 26, geçen yılın aynı döneminin yüzde 29 altında. 

Normaline göre İç Anadolu Bölgesi'nde 35, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 53 azalma var. Eylül 2025, son 55 yılın en sıcak eylülü olarak kayıtlara geçti. Mesela Mardin, eylül ayında hiç yağış almadı. Türkiye’nin öbür ucunda; Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'da da son 21 yılın en düşük eylül ayı yağışları kaydedildi.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın Kasım ayının ilk haftasında yaptığı “Yağış olmazsa Tahran’ı tahliye etmek zorunda kalabiliriz” açıklaması, yukarıdaki bu verileri göz önüne alınca “Biz ne olacağız?” diye sormamıza neden oluyor.