Portmantodaki eski montun sağ cebi, annemle babamın odasındaki gardırobun sağ üst köşesi, iplik ve makas gibi ıvır zıvırın yuvası holdeki siyah vazo...

Ortaokul yıllarımda ailemin ekran süremi sınırlamak için kilitledikleri bilgisayar odasının anahtarını sakladığı yerlerin sıralı tam listesi bu. 

Elimle koymuş gibi montun cebinde bulduğum anahtarla birkaç hafta boyunca onlar işteyken bilgisayarda istediğimi yapmaya devam ettim. Yaptığım da, Sims ve Club Penguin oynamak, haber okumak (evet...) ve MSN’de arkadaşlarımla sohbet etmek. Bir gün anahtarı yerinde bulamayınca biraz dolanmam gerekti. 

Bulmam beş dakikamı almadı. Bir süre de böyle geçtikten sonra anahtarın yeri tekrar değişti, en son vazoda buldum.

Odayı kilitleme fikri nasıl çıktı hatırlamıyorum; belki düşük gelen bir nottu sebep. Ne odanın kilitlenmesi ne de evin türlü köşelerine muska gibi gizlenen anahtarla ilgili açık iletişim kurduğumuzu hatırlıyorum. Haftalarca böyle sessizce devam eden oyun, başka bir gün yine sessizce bitti. 

Bugünden bakınca, okulun ve okul servisinin kaosundan eve dönünce kalan zamanda, rahatlama, arkadaşlarla sosyalleşme ve oyun gibi farklı ihtiyaçlarımın büyük kısmını ekranla giderdiğimi teslim ediyorum. Evet, belki bu ihtiyaçlar daha “iyi” bir şey yaparak karşılansa daha güzel olurdu. 

Ama günün sonunda çocukla (yani ortaokul öğrencisi benle) açık iletişim kurulmaksızın, akla ilk gelen yasakçı çözümü uygulamaya koymak, işe yaramamıştı. 

Bana evimizde dönen bu minik mücadeleyi hatırlatan, Avustralya İletişim Bakanı Anika Wells’in 16 yaşındakilerin altına sosyal medya hesabı açmayı yasaklayan ilk ülkenin kendileri olduğunu duyurduğu açıklaması oldu.Sosyal medyanın siber zorbalık, zararlı içerikler ve çevrimiçi istismar gibi risklerinin olumlu yönlerinden daha ağır bastığını vurgulayan Avustralya hükümeti, çocuk ve gençlerin zihinsel sağlığını ve esenliğini korumak için bu yılın başında konuyu gündeme getirmişti. Düzenleme 10 Aralık’ta yürürlüğe girdi.

Ergen gözetim ve yasak dinler mi? 

Wells “Tek bir yasayla Alfa kuşağını, bu özelliğin yaratıcısı tarafından ‘davranışsal kokain’ olarak tanımlanan yırtıcı algoritmalar tarafından arafta sürüklenmekten koruyabiliriz” diyor.