25 Nisan Cuma günü, Çanakkale’deki Anzak Koyu, yine dünyanın öbür ucundan gelen yüzlerce kişiyi ağırladı. 

Çanakkale Savaşları’nın üzerinden geçen 110 yılda, Gelibolu’nun yaralı tepeleri bazıları için ulusal kimliklerinin başladığı yeri işaret ederken diğerleri için ortak bir acıyı paylaşma yeri haline geldi. 

Batılı askerlerin koya çıkarma yapmalarından 110 yıl sonra, Türk ve yabancı askerler, yan yana yürüyerek ortak kayıplarını birlikte andı. Anzak Koyu, aradan geçen yıllarda cephe kimliğini, eski düşmanlar arasındaki uzlaşma ruhuna bıraktı. 

25 Nisan’da şafağın ilk ışıkları Anzak Koyu'na ulaştığında, Yarbay Özkan Çelik Atatürk'ün mektubundan eski düşmanları nesiller boyu birbirine bağlayan o sözleri okudu: 

"Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."

Anzak Koyu’nda artık gelenekselleşmiş bir anma olan “Şafak Ayini” bu yıl da geniş katılımla gerçekleşti.

Fayn oradaydı. 

Başarısızlıkla sonuçlanan kumar

Şubat 1915’te, İngiltere ve Fransa, Çanakkale Boğazı’nı koruyan Osmanlı mevzilerine denizden hızlı bir harekât düzenleme kararı aldı. Amaçları, Osmanlı İmparatorluğu’nu I. Dünya Savaşı’ndan bertaraf etmek ve Rusya’ya bir ikmal yolu açmaktı.

18 Mart’ta Nusret mayın gemisinin gizli mayınları, üç müttefik savaş gemisini bozguna uğrattı. Bombardıman sekteye uğramış ancak müttefik komutanlar vazgeçmemişti. 

25 Nisan’da bir amfibi (deniz ve karada eş zamanlı düzenlenen harekât) çıkarma emri verildi. İngiliz ve Fransız kuvvetleri Seddülbahir’e doğru ilerlerken, Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu da (ANZAK), bir koya çıkartma yapacaklardı.

Harekât 10 ay boyunca, siper savaşları ile devam etti. İtilaf devletlerinin son birlikleri 9 Ocak 1916'da geri çekildiklerinde, arkalarında 8 bin 141 Avustralyalı ve 2 bin 779 Yeni Zelandalı dahil olmak üzere yaklaşık 44.000 kayıp bıraktılar.

Harekât yıkıcı bir maliyetle sonuçlanmış olsa da Türkiye için bu zafer bir dönüm noktasıydı. 

Yarbay Mustafa Kemal'in Gelibolu savunması onu ulusal kahraman statüsüne yükseltmişti ve bu ününü daha sonra Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'na liderlik etmek ve 1923'te Cumhuriyeti kurmak için kullanacaktı.