Doğayı korumayı amaçlayan her türlü düzenlemenin üstüne çıkma olanağı veren, madencilik için ormanların yok edilmesine olanak tanıyan Süper izinli Maden Yasası’na karşı Ankara’da Meclis önünde toplanan köylüler arasındaydı Zeynep Coşkun. Konuşmasına “Köylü kızı Zeynep’im” ben diye başladı. Doğup büyüdüğü Aydın’ın Çine İlçesi Topçam Köyü’nün, on yıl içinde kural tanımayan bir maden şirketi tarafından nasıl talan edildiğini anlattı. Işık bile girmeyecek sıklıktaki çam ormanının yok edildiğini, gürül gürül akan pınarların kuruduğunu, köydeki güzelliklerin yerinde artık maden ocağının kumdan dağlarının bulunduğunu söyledi.
Ancak yandaş medyanın, trollerin hedefi oldu Zeynep. “Böyle köylü kızı mı olur” dediler, oyuncu olduğunu, eline tutuşturulan metni okuduğunu söylediler. Oysa internette iki dakika ayırıp kısa bir haber taraması yapsalar, Zeynep ve ailesinin yıllardır köylerinde madene karşı tek başına verdikleri mücadeleden haberleri olurdu.Ama toprağına sahip çıkmak için meclis önünde seslerini duyurmaya çalışan köylülerin mücadelesini, algıyla gölgelemeyi tercih ettiler.
Topçam’da yaşananlar aslında çok şey anlatıyor. Ne oldu Topçam’da, bir aile tek başına nasıl mücadele etti? Topçam ve başka köyler yok edilirken, bir maden şirketi nasıl 10 kat büyüdü?
Topçam’ın hikâyesi tanıdık
Aydın’ın Çine İlçesi’nde Madran Dağı eteklerinde bir yörük köyü Topçam. Kaynak suyunun güzelliğiyle ve fıstık çamlarıyla ünlü bir köy.