Fayn ahalisinin yüzünde, “peyniiiiiiir…” der gibi, müstehzi bir gülümseme belirdi.
Her pazartesi sabahı olduğu gibi, bu hafta da gündem toplantımızı yapıyorduk.
Canım ekip arkadaşlarımın yüzündeki “he he… anlat anlat” sırıtmasının sebebi, az önce ettiğim laftı:
“Tatile çıkacağım birkaç gün. Yazışmalara bakarım lakin sesinizi duymak istemiyorum.”
Hepimiz biliyorduk: Burası Türkiye. Üstelik 27 Haziran bültenimizin başlığında dediğimiz gibi, “Beş dakikada değişir bütün işler.”
Nitekim öyle de oldu.
“Ses duymamak” ne kelime, kendimizi bir anda yine ve yeniden hummalı bir çalışmanın ortasında bulduk.
İsrail-İran savaşına ilişkin içeriklerin yorgunluğunun tozunu henüz üstümüzden silkeleyememiştik bile. Yayın planımız altüst olmuştu: bazı işler ötelendi, bazıları öne çekildi.