Stand up gösterileri bir süredir hemen hemen herkesin ilgi alanında. Stand up mekanları ve sahneye çıkan insanların sayısı artıyor, sosyal medyada her gün önümüze en az bir tane stand up gösterisinin kesiti düşüyor. Bu gösteriler bir süredir YouTube’da special olarak da yayınlanır oldu. Böylece uzun zaman Cem Yılmaz ve Ata Demirer ekseninde kalan bu sahnenin büyümeye başladığını da gördük. Eskinin niş bulunan etkinliği artık fazlasıyla popüler anlayacağınız.

Yıllarca Penguen ve Uykusuz gibi mizah dergilerinde çizdiği köşeleri takip ettiğimiz Serkan Altuniğne de hikâyelerini sahneye taşıyan isimlerden birisi. Bundan yaklaşık iki yıl önce ilk seti “Çizmeye Üşendim” ile stand up yapmaya başladı. Türkiye ve Avrupa’da defalarca sahne aldı. Ve sonunda artık yeni şakalar yapmanın, yeni hikâyeler anlatmanın zamanıdır deyip “Çizmeye Üşendim”in tamamını YouTube’da yayınladı. 

Bu vesileyle kendisine sorduk: “Gerçekten de çizmeye mi üşendiniz?” Üzerine çok düşünmediğim bariz belli olan bu şakamın üstüne laf lafı açtı. Stand up’ın memlekette gördüğü ilgiye, siyasi ve ofansif mizaha olan yaklaşımımıza ve Berlin’in Altuniğne’nin mizahına olan etkisine kadar vardı konu.

Bir röportajınızda “Bütün çizerlerin yaşadığı aynı. Çizgili şeyler okumayı seviyorsun ve sen de yapmak istiyorsun. Ben hep karikatürist olmak istiyordum. En büyük hayalim buydu.” diyorsunuz. Yine aynı röportajda “Çizmekten sıkıldım, ama iyi bir espri olunca yine heyecanlanıyorum.” diye de eklemişsiniz. Ki bu stand up gösterinizin ismini de biraz açıklıyor. Sizin “Çizmeye Üşendim” deyip hikâyelerinizi sahnede de anlatmaya başlama süreciniz nasıl gelişti?