Prof. Dr. Adem Sözüer: “Halkın ‘Evet, bir Adliye Sarayı’na giriyorum çünkü burada adalet dağıtılır’ duygusuna erişmesi için her şeyden önce hukuku uygulamak gerekiyor.”
Bu defa yazarlara soruyorum: “İlk kitabın yayımlanınca sana ne oldu?” Yazmaya gönül vermiş biri yazdıklarını dünyayla paylaşınca ne oluyor? Yayıncı ve okur bu yolun neresinde? İlk muhatabım Hikmet Hükümenoğlu.
“Ben ondan bir ara zaten ayrılacaktım, ama senden hoşlanmaya başlayınca bu ayrılık işini hızlandırdım” dedi. Ay bu da benim bir hoşuma gitti. Ama ne yapayım bilemedim. Hakikaten, ne yapayım? Ahlak Bekçisi yanıtlıyor.
Lübnan’da yüzlerce Hizbullah üyesinin çağrı cihazları eşzamanlı olarak nasıl patladı? Resmen üstlenmese de sorumlu İsrail mi? Cihazları kim üretti? Hizbullah nasıl bu tuzağa düştü? Bundan sonra ne olacak? Ayşe Karabat yazdı.
Caner Özyurtlu’nun Volkan Öge’yle yarattığı Ayak İşleri dördüncü sezonunda hem yayımlandığı platformun lokomotiflerinden biri olmayı sürdürüyor hem de birbirinin aynı işlerle dolan ekranlarda alternatif arayanlara ilaç gibi geliyor.
Depremin yıkıcı etkileri denizin dalgalarıyla da onarılıyor. Sporcu Deniz Toprak’ın çabalarıyla ilk taşı konulan Hatay Sörf Merkezi, gençleri Samandağ sahilinin dalgalarıyla buluşturarak onların kökleriyle, kendiyle ve doğayla bağ kurmalarını hedefliyor. Merkez ilk şampiyonlarını çıkardı bile.
Türkiye ekonomisinin yapısal reformlara ihtiyaç duyduğunu hemen herkes söylüyor ama kimi hukuk devleti kurmayı önceliyor, kimi dijital dönüşüme işaret ediyor. Peki o zaman nedir bu yapısal reformlar, kim, kimin için, niçin yapar?
