Geçmiş deneyimler önemli olsa da, bugün otoriter rejimlerle mücadele farklı bir zeminde yürütülüyor. Geçmişin baskıcı ama daha “durağan” rejimlerinin aksine, sürekli dikkat dağıtan, şok eden ve toplumu sersemletmeye çalışan yönetimlerle karşı karşıyayız. 

Bir gün bir gazeteci gözaltına alınıyor, ertesi gün beklenmedik bir yasa tasarısı servis ediliyor. Ertesi hafta muhalefete bir iç tartışma yaratılırken, öbür tarafta yeni bir kriz pompalanıyor.

Bu mütemadi kriz hali toplumda bir tür siyasi tükenmişlik yaratıyor. İnsanlar önce öfkeleniyor, sonra yoruluyor, ardından umutsuzluğa düşüyor ve nihayetinde hayatta kalmayı seçiyor. Sürekli tetikte bir zihin ne örgütlenebiliyor ne uzun vadeli düşünebiliyor.

Otoriter rejimler, kendi ritminizi tutturmanızı, ajandanızı ve zamanınızı yönetmenize izin vermiyor. Her gün konuşacak başka bir konu vererek, muhalefetin uzun vadeli strateji geliştirmesini engelliyor.

Türkiye’de de muhalefet partileri bu muameleden azade değil. İktidarın düzenli gündem bombardımanı, muhalefetin düşünce ve tepki enerjisini bölmeye çalışıyor. Her gündem her bir bireyin öznel tutumunu ortaya çıkardığından muhalefet içinde birliğin sağlanmasını da zorlaştırıyor. Hangi konunun daha öncelikli veya acil olduğu konusundaki farklılıkların sesi sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere yayılabildiği için muhalefet ya tek bir olaya odaklanamıyor ya da diğer olayları görmezden geldiği için eleştiriliyor ve tabanda muhalefet partilerine güvensizlik yaygınlaşıyor. 

Kısacası, yaşadığımız kaos iktidarın stratejisi. ‘Mücadele etmek’ düşüncesi kendi başına çok çekici olabilir ancak gerçek ve kalıcı bir değişim için bu mücadele mutlaka bir stratejiyle desteklenmeli. 

İşte işinizi kolaylaştıracak 13 kural.

1. Korkmayın, korkutmayın

Charles Snyder, Umut Teorisi kitabında bireyin hedefe ulaşacak yolların kapalı olduğunu düşünmesi durumunda umudunu kaybedeceğini ve harekete geçme motivasyonunu azaltacağını açıklıyor. İktidar sadece baskı araçlarıyla değil, yaydıkları korku ve umutsuzlukla ayakta kalıyor. Unutmayın, son seçimlerde iktidar, seçmenlerin sadece yüzde 26’sının desteğini aldı. 45 milyon seçmeni hapsedemezler. İktidarı olduğundan daha güçlü gösteren söylemleri tekrar ederek, onların sindiremediklerini siz sindirmeyin.