Tatile gidenler, yazlığına kaçanlar, memleketine dönenler, köyüne, yaylasına çıkanlar, kısaca, ‘Yaz geldi mi İstanbul’da bir dakika bile durmam’ deyip şehri terk edenler… Sizi şöyle kenara alalım. Bu yazı, İstanbul’un demirbaşlarına; yaz da gelse çalışmak zorunda olanlara veya tatil için zamanı olup da bütçesi elvermeyenlere.
Yazın İstanbul’da kalacaklar için, şöyle bir hava almalık, bilgisayar açıp çalışmalık, biraz şehirden uzaklaşmalık ve kafa dinlemelik kamusal mekanları derledik.

Atatürk Arboretumu (Sarıyer)
Şehir hayatının, en azından İstanbul’da olmanın, en büyük dezavantajlarından biri yeşilden ve doğadan uzak kalmak. Ancak bir gününüzü ayırıp kaçabileceğiniz ve kendinizi bambaşka bir yerde gibi hissedebileceğiniz noktalar da yok değil. Belgrad Ormanı’nın içindeki Atatürk Arboretumu bunlardan biri. Uzun doğa yürüyüşleri yapmak, kitap okumak, zengin bitki örtüsünü incelemek ve dinlenmek için birebir. Orman Genel Müdürlüğüne bağlı arboretum, pazartesi hariç haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında, makul bir giriş ücretiyle herkese açık.

Baltalimanı Japon Bahçesi (Sarıyer)
Yaz tatilinde Japonya’ya gitme hayali kuran ama bunun sadece hayallerde kalacağını bilenler: Japonya ayağınıza geldi. 2003 yılında “Türkiye’de Japon Yılı” kapsamında, iki ülkenin işbirliği ile kurulan Japon Bahçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin idaresinde. Japon mimarisiyle yapılmış köprüler, minik bir gölet ve çeşitli bitkileriyle, Boğaz kıyısında farklı bir ülkeye adım atmışsınız hissi uyandıran bir mekan. Önce bir Boğaz havası alıp sonra da farklı bir yürüyüş ve soluklanma alternatifi yaratmak isteyenler için ideal. Üstelik giriş ücretsiz.