Fayn Haftalık’tan selamlar.
Gençliğimiz var, gündemimiz de var.
Paylaşmaya hazırız. Başlıyoruz.
Bir garip operasyon daha
Can Holding soruşturmasıyla başlayan süreç medya binasında jandarma baskınlarına, yine gizli tanık ifadelerine ve yine o ifadelere dayalı suçlamalara uzandı. Operasyonların asıl nedeni ve nereye bağlanacağı ise üzerine en çok konuşulanlardan. Fayn’ın edindiği bilgiye göre dosyanın ucu aralık başında yaşanan bir tutuklamaya dayanıyor.

Market arabasıyla adliye soydu
Öyle Ocean’s 11 gibi karmaşık planlara gerek yok. Kendinize güveniyorsanız elinizi kolunuzu sallaya sallaya kurum soyabilirsiniz. Bu hafta bunu gördük. Büyükçekmece Adliyesi’nde görevli bir memur, adli emanetteki 50 kilo gümüş ve 25 kilo altını market arabasıyla dışarı çıkardı. Sonra da ailesiyle İngiltere’ye kaçtı. Soygunun anlaşılması için ise 18 gün geçmesi gerekti. O da memurun izinden dönmemesiyle oldu.

The Mastermind: Gerçekçi bir müze soygunu hikayesi

Sanat hırsızlığı denince aklınıza ilk gelenler, dudak uçuklatacak kadar kapsamlı planlar, son derece işinin ehli bir ekip ve arka planda soygunu baştan sona tertip eden olağanüstü bir beyinse, bildiklerinizi unutun.
Zira gerçek soygunlarla, soygun filmlerinin yıllarca bize bellettiği klişeler arasında büyük farklar var.
Yönetmen Kelly Reichardt, The Mastermind’da bir müze soygununu Hollywood filmlerinden alışık olduğumuz idealize edilmiş, gerçek dışı durum ve karakterlerden arındırıp, gerçek hayatta meydana geldiği gibi anlatıyor.
Emre Ülker, MUBI'de bugün gösterime giren The Mastermind'ı yazdı.



ÖZEL BİR HEDİYE
Şimdi MUBI'de The Mastermind ve daha bir çok harika yapımı Fayn okurlarına özel ilk 30 gün ücretsiz üyelik fırsatıyla izleyin.
ŞİMDİ İZLEKeskin sirke etkileşimini alır
Oxford sözlüğü yılın kelimesini seçti: Rage-bait ya da Türkçesiyle “öfke tuzağı”. Yenal Bilgici bu kelimeyle ilgili meseleye hem Türk internet tarihinin en ikonik birkaç olayından biri olmasının yanı sıra bir kuşağın aklına mükemmel bir öfke patlaması örneği olarak kazınan “turkishmusic.org’daki Sezen Aksu tartışması”ndan giriyor, Victor Hugo’ya ve Sefiller’e kadar uzanıyor. Öfke mi baldan tatlı? Hepimiz mi biraz gerginiz? Seks satmayı bıraktı öfke mi satıyor? Bunlar da masasındaki sorular.

Yüzdük yüzdük rapora kadar geldik
İmralı vapuru gitti, geldi. İçeride konuşulanlara dair tüm taraflar kendilerince bir şeyler paylaştı ya da yer yer sızdırdı. Şimdi komisyon oturup raporunu yazacak. Tarafların ve bizim aklımızdan geçenleri Fayn Ankara Muhabiri aktarıyor.

48 ayın sultanı
Daha çok takım, daha fazla grup, daha da maç, iyi tarafından bakarsınız daha fazla futbol… Diğer yanda da Turuncu Başkan’ın propaganda makinası, spora küçük Amerikanlaştırma müdahaleleri ve yer yer “bu da mı olacaktı” serzenişleri. Fayn’ın spor kanadı gelmekte olanı, 48 ayın sultanı Dünya Kupası’nı yazdı.



NASIL BİR 2026'YA GİRİYOR?
İyi bir hediye seçmenin sırrı, kendinizin değil hediye aldığınız kişinin arzu ve ihtiyaçlarını görmek… SARAR’da hepsi için bir seçenek var.
%40'A VARAN İNDİRİMTürkiye’de orta yaş
Orta yaş aslında çok güzel yaş. Düzenli spor, oturmuş hayat, hobiler ve kültürel faaliyetler yani rahat bir kafayla çok güzel yaşanır. Gelin görün ki bugün orta yaşlarını sürenlerin büyük kısmının omuzları, baskı ve yorgunluktan çökkün. Hayal kurmakta zorlanan, yaratıcılığı ve üretkenliği iğdiş edilmiş, stresli bir orta yaş kitlemiz var. Oysa ikinci baharına hazırlanan orta yaşlıların refahı, bütün toplumun geleceğini tayin edebilir.

İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşananların anlamı ne?
LGS birincilerinin girdiği İstanbul Erkek Lisesi'nde iddiaya göre 9'uncu sınıftaki erkek öğrenciler kız öğrenciler hakkında cinsel içerikli ve taciz, tehdit içeren bir liste hazırladı. Bunun üzerine 11'inci sınıf öğrencileri 9'uncu sınıf öğrencilerini darp etti. Kız öğrenciler açıklama yaptı: “Ne yazık ki yaşananlar, bu taş duvarların şahit olduğu bir ilk değil, buzdağının sadece görünen kısmıdır.” Okulda ve genel olarak okullarımızda neler oluyor, neden oluyor?

Bir pasta olarak Suriye
İç savaş bitti. ABD ambargosu bitti. IŞİD çıkışlı pragmatik Başkan’ı da var. Bu Suriye’yi yemesinler de ne yapsınlar? Ülkede kalkınma için yapılacak yatırımlar enerji, lojistik, inşaat gibi sektörlerin ağzını sulandırıyor. Peki ama güney komşumuzda gerçekten bir pasta var mı? Varsa da o pastayı yedirirler mi? Fayn kurcaladı.

Hırsızlık bana da mı yasak?
Fayn okurlarından Ahlak Bekçisi’ne bir kez daha soru gibi soru: Kleptomanların hırsızlık yapması bir ahlak problemi midir? Bir okurumuz bu rahatsızlıktan mustarip olduğunu belirtmiş, bu konuda destek almak istiyor ama utanıyormuş, ufak tefek şeyler aşırmaktan da ayrıca utanıyormuş. Uzmana gitmeden bizim uzmana bir uğradı.

Kuşlar gittiğinde
Şarkıdan kaptığımız “Sen kuşları boşver” alıntısı son dönemin inşaat politikasına slogan olsa olur. Göçmen kuşların durağı, balıkların yuvası olan sulak alanlar birer birer mega projelere teslim ediliyor. Olanca çirkinliğiyle yükselen zırva isimli projeler Türkiye’nin yeşil alanlarını birer birer yutuyor. Çaltılıdere ve Filyos da yok olan alanlar arasında. The Black Sea’nin çalışmasıyla kayıp alanlarımıza bakıyoruz.


Hakikatin peşinde: Tahir Elçi
Yakın zamanda birlikte Silivri belgeselini yaptığımız araştırmacı gazeteci Burcu Karakaş, 2015 sonunda Diyarbakır'daki Dört Ayaklı Minare'nin dibinde kimin silahından çıktığı hâlâ tam aydınlatılmamış bir kurşunla hayatını kaybeden dönemin Diyarbakır Barosu Başkanı, hak savunucusu Tahir Elçi'yi yazdı.
246 sayfalık bu araştırma için ailesi, akrabaları, arkadaşları ve meslektaşlarıyla onlarca mülakat yaptı. Sadece Elçi'nin ölümüne değil, o ölüme neden olan tarihsel arka plana ve Türkiye'de cezasızlığın nasıl yerleştiğine de odaklandı.
Kitap bittiğinde sadece Elçi'nin yaşamı, kariyeri, hukuk mücadelesi ve doğup büyüdüğü coğrafyanın insanlarıyla narlarına sevdasına değil, bir avukatın inanç ve sabırla yürüttüğü insan hakları mücadelesine de hayret edeceksiniz.
Bu hafta İnsan Hakları Haftası. Bu kitap da haftanın hakkını vermek için Fayn'ın önerisi.










