Merhaba

Yine bir cuma yine biz.

23 Aralık Salı günü abonelerimiz, yazarlarımız ve ekibimizle birlikte Fayn çatısı altında buluştuk. Aranızdan bazıları zaten bizimleydi. Bazılarınızın da kendi olamasa da aklı, fikri, gönlü oradaydı, biliyoruz. Bu küçük toplaşma, hem bir abone buluşması hem de bir yeni yıl karşılamasıydı. Aynı zamanda 2025’i şöyle bir özetleyip, rafa da kaldırmış olduk. Bundan sonra bizim yeni yıldan dileğimiz, Fayn ailesini büyütmek ve birlikte çok daha güzel işlere imza atabilmek! Yeni yılda gerçekleştireceğimiz etkinliklerden haberdar olmak ve Fayn'ın bağımsız yayınlarını desteklemek için abone olmayı unutmayın. Önümüzdeki ay, haber planlama toplantımızda yeniden buluşmak üzere...

Şimdi Fayn Haftalık’ın editör masasındakilere geçebiliriz.

Hazırsanız başlayalım.

Operasyona mu cambaza mı bakıyoruz?

Günlerdir Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi Habertürk ve Show TV ekseninde başlayan operasyon. Her gün yeni bir iddia, ifade veya ifşa ile uyanıyoruz. Bir magazin haberleri silsilesi havasında gidiyor gelişmeler. Tabii aslında merak ettiğimiz mesele bu işin sonunun nereye gideceği. Bu soruyu soranlar, geçmişteki bazı magazinsel olayların ardından açığa çıkan güç mücadelesini hatırlatıyor. Peki neydi bu olaylar? Yavuz Sinangil yazdı.

Yoksa şu an sadece cambaza mı bakıyoruz?
Gündem, ünlü isimlerden medyaya uzanan uyuşturucu operasyonları. Ama herkesin kafasındaki soru, bunun ucu nereye uzanacak? Ya da şu anda gördüklerimiz neyi perdeliyor olabilir? Bu soruyu soranlar, geçmişteki bazı olayların ardından açığa çıkan güç mücadelesini hatırlatıyor. Peki neydi bu olaylar?

Ankara'nın sabrı, Şam'ın hesabı, İsrail'in gölgesi

Küresel belirsizlik çağında Türkiye açısından kadersel bir dosya giderek ağırlaşıyor: SDG ne zaman, nasıl ve hangi koşullarla Suriye ordusuna entegre olacak? 10 Mart Mutabakatı neden tıkandı, Ankara’nın sabrı neden taşmak üzere ve İsrail bu denklemin neresinde? Ayşe Karabat yazdı.

SDG’nin entegrasyonu: Ankara’nın sabrı, Şam’ın hesabı, İsrail’in gölgesi
Küresel belirsizlik çağında Türkiye açısından kadersel bir dosya giderek ağırlaşıyor: SDG ne zaman, nasıl ve hangi koşullarla Suriye ordusuna entegre olacak? 10 Mart Mutabakatı neden tıkandı, Ankara’nın sabrı neden taşmak üzere ve İsrail bu denklemin neresinde?

Bu yılı da yedik

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Dünya için tantanalı, Türkiye için daha da tantanalı bir yıl oldu. Fayn 2025’te yaşananlara baktı ve daha da çalkantılı geçecek gibi görünen 2026’yı okumaya çalıştı. Kavel Alpaslan'ın derlemesi.

2025 yılında dünyada neler oldu?
Son günlerine girdiğimiz 2025 yılı, savaşlar ve direnişlerle şekillendi. Gazze’den Venezuela’ya uzanan çatışmalara karşılık, Nepal’den Türkiye’ye sokaklar hareketliydi.

Yeni bir yıl, yeni bir siz ve yeni sorunlar mı?

Yeni bir yıl, yeni kararlar. İyi de bu kararlar bize iyi mi geliyor yoksa üzerimizdeki yükü artırıp iyice mutsuz olmamıza mı sebep oluyorlar? Daha da önemlisi bireysel değişimin kutsallaştırıldığı bir dünyada ruh sağlığı neden giderek daha kırılgan hâle geliyor? Psikolog Cem Gümüş yazdı.

Yeni yıla girerken: Yeni bir ben mi, yeni bir sen mi, yoksa yeni bir biz mi?
Her yeni yıl karşımıza çıkan “yeni bir ben ol” çağrısı gerçekten umut mu veriyor, yoksa yeni bir yük mü getiriyor? Bireysel değişimin kutsallaştırıldığı bir dünyada ruh sağlığı neden giderek daha kırılgan hâle geliyor?