Şöyle bir düşünün: Eskiden yenilik kovalamak modaydı, şimdi “en yeninin de daha yenisi” çıktı. Ama mesele sadece yenilik değil. Z kuşağı için asıl mesele, her yerde kopyalanmış uygulamalar arasında otantik, gerçekten kendine ait hissedebileceği bir deneyim bulmak.
Evet, sosyal medyanın büyük sahnesi herkese açık. Ama orası bir yandan da yorucu: Filtreli, parlatılmış, sanki her gün kırmızı halıda geçen hayatlar… Ve artık birçok genç, bu gürültülü arenada sahnenin tam ortasında durmak yerine kenarda, loş bir köşede sakin sakin nefes almayı tercih ediyor.
Az kalabalık. Az yargı. Daha çok alan. Daha çok iç ses.