Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik birçok cepheden hava, kara ve deniz saldırıları ile başlayan savaş, üçüncü yılına girdi. 

On binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca kişinin evlerini terk etmek zorunda kalarak mülteci statüsü kazandığı savaşın dünyadaki jeopolitik güç dengelerini ya da küresel ekonomiyi nasıl etkilediğiyle ilgili onlarca haber ve analize denk gelmiş olmalısınız.

Ama bu, savaşın zaten epey savunmasız ve hassas Karadeniz’de yol açtığı çevresel tahribatla ilgili karşılaştığınız, muhtemelen ilk kapsamlı haber.

Nereden mi biliyorum? Bu haberi yapmak isteyen her gazetecinin kapısını çalacağı Ankara Üniversitesi’nden siyaset bilimi profesörü Nesrin Algan ve İstanbul Üniversitesi’nden deniz biyolojisi profesörü Bayram Öztürk’e ulaştığımda ilk söyledikleri şu oldu:

“Siz geçen iki yılda bu konuyla ilgili bana ulaşan ikinci gazetecisiniz.”

Algan ve Öztürk, 1980’lerden beri Karadeniz ile ilgili araştırmalar yürüten iki profesör. İkisi de Karadenizli. Yani akademisyen olarak uzmanlık alanları olmasının yanı sıra Karadeniz onların şahsi meselesi de.

‘‘Karadeniz iki dünya savaşı gördü. Çernobil’i yaşadı. Bu denizin ne kadar hassas olduğunu herkes biliyor. Ama maalesef Karadeniz’i korumak için yeterince güçlü bir siyasi irade oluşmuyor.’’

Nesrin Algan’ın 1984 yılında üniversiteden yeni mezun bir bürokrat olarak işe başladığı Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı dış ilişkiler dairesinde üzerinde çalıştığı ilk dosya, Karadeniz ile ilgiliydi.

Karadeniz’in korunmasına ilişkin bölgesel bir komisyon kurulması için altı kıyıdaş ülkenin yürüttüğü görüşmelerde Türkiye’yi temsil eden heyetin üyesiydi.

Bu görüşmeler neticesinde Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna 1992 yılında Bükreş Sözleşmesi’ni imzaladı. 

Sözleşme 1994’ten beri yürürlükte ve Karadeniz Komisyonu olarak bilinen icra organının daimi sekretaryasına İstanbul ev sahipliği yapıyor. Ancak Karadeniz’de biyolojik çeşitlilik kaybını önlemek, kirlilik ve ekosistemin bozulması ile mücadele etmek gibi amaçlarla kurulan komisyon, savaşın başından beri suskun.

“Etrafında milyonlarca insanın yaşadığı bu kadar hassas bir denizde savaş çıkıyor ve kimsenin sesi çıkmıyor. Akademisyenler bile konuşmuyor. Bu çok üzüntü verici.”

Bayram Öztürk ise Şubat 2022’den beri savaşın Karadeniz üzerindeki ekolojik etkilerine dikkat çekmek ve yetkilileri harekete geçirmek için en çok çaba harcayan kurum olan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı.

Kariyerlerinin mühim bir kısmını Karadeniz üzerine çalışmalar yaparak geçiren iki profesörün dile getirdikleri hayâl kırıklıkları, nedensiz değil.

Altı Karadeniz ülkesinden gazetecilerin hazırladığı ortak araştırma dosyası, Bükreş Sözleşmesi’ne taraf olan hükümetlerin Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı çevresel tahribatı izlemek ve önlem almak konusundaki süregiden isteksizliklerini ortaya koydu.

Araştırmanın Türkiye ayağını, Fayn yürüttü.