13 Haziran’da İsrail’in İran’a saldırmasıyla başlayan ve 12 gün süren savaşa, anketlere göre İsrail halkının yüzde 80’i destek verdi. Barış isteyenlerin sesiyse her zamanki gibi kısılmaya çalışıldı. 

İsrail’de hükümeti desteklemeyen partiler bile bu savaşa “evet” dedi. Ama akıntının tersine kürek çekmeyi tercih edenler de vardı. Bunlardan biri de İsrail Komünist Partisi. “Maki” kısaltmasıyla bilinen Parti, İsrail Parlamentosu Knesset’te, çatı örgütü Hadaş’ın içerisinde yer alıyor. 

Maki, İranlı komünistlerle birlikte ortak bir bildiri yayınladı

Bildiride “İsrail’in bölgedeki sürekli saldırganlığını ve son olarak İran’a yönelik uluslararası hukuku açıkça ihlal eden saldırısını şiddetle kınıyoruz” ifadeleri yer aldı. Filistin devletini tanıma ve Gazze’deki soykırım savaşını durdurma çağrısı da yapıldı.

Bu açıklama Maki’yi İsrail siyasetinde yalnız bırakan ilk olay değil. Ne de olsa Filistinlilere karşı savaş ve işgal gibi konular söz konusu oldu mu İsrail siyasetinde “ulusal birlik” havası esiyor. Bu sebeple işleri hiç kolay değil.

Maki, diğer bazı Arap ve Yahudi sol gruplar ile birlikte 1977 yılında ‘Hadaş’ isimli ittifaka öncülük etti. Maki ve dolayısıyla Hadaş, İsrail’de kendisini hem Arap hem de Yahudi toplumunun aynı anda temsilcisi sayan tek parti. 

İki devletli çözümden yana olan Hadaş, Arap partileriyle ortak listeler oluşturarak seçimlere giriyor. 

Hadaş’ın Meclis kürsüsünde ya da sokakta dillendirdikleri tutum partinin ana akım siyaset sahnesinde kolayca “terörist” diye damgalanmasına neden oluyor. Üyeleri ve milletvekilleri hakkında sık sık “terör bağlantıları” suçlamalarıyla soruşturmalar düzenleniyor.