Süreci tıkayan iki konudan birinin tıpası açıldı. Bunlardan biri Suriye’deki durumdu, öbürü de PKK lideri Abdullah Öcalan’a ziyaret.
Gidilirdi gidilmezdi, gitmek mi iyi kalmak mı iyi derken, Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun sadece üç üyesi PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı’ya gitti.
21 Kasım 2025’te, komisyonun büyük olasılıkla İmralı’ya gidilmesi kararı alacağını söylediğimiz yazımızın dumanı tüterken, komisyondan “gidilsin” kararı çıktı.
Tantanası bol bir komisyon toplantısıydı.
Gündemi önceden belliydi.
İmralı’ya gidileceği resmileştirilecekti.
Bir şekilde Öcalan dinlenecekti, orası netti. Ama bu nasıl olacaktı? En önemlisi CHP bu dinlemenin içinde olacak mıydı, olmayacak mıydı?
Komisyonda dengeler ve hesaplar
Toplantının basına kapalı bölümüne geçilmeden önce CHP Grup Başkanvekili Murat Emir söz aldı:
“İmralı’ya gidişin kapalı bir toplantıda ve milletimizden gizlenerek yapılmasını doğru bulmuyoruz. Herkesin, her siyasi partinin pozisyonunun açık bir biçimde koyması ve milletin bunu izlemesinin sağlanması önemlidir.”
Emir, devlet yetkililerinin ve DEM İmralı heyetinin Öcalan ile görüştüğünü, komisyon başkanı olmadan beş milletvekilinin adaya gitmesi yerine teknolojik imkanlardan yararlanılmasını önerdiklerini söyledi. “AK Parti başta olmak üzere diğer partilerin kararıyla İmralı Adası’na gidecek komisyon heyetine partimizden üye vermeyi doğru bulmuyoruz,” diyerek de partisinin kararını açıkladı. Hemen devamında CHP’nin komisyonda kalmaya devam edeceğini de vurguladı. Böylece partinin sürece verdiği destek ile Öcalan’la görüşme meselelerini birbirinden ayırmaya çalıştı.
