Diyarbakır’ın Sur ilçesinde dehşet verici bir kadın cinayeti işlendi. Uyuşturucu ticaretinden yattığı cezaevinden sadece 3 gün önce tahliye olan Okay Gür, birlikte yaşadığı kadını boğarak öldürdükten sonra boş bir araziye gömdü.

Cinayeti işleyen Okay Gür, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 24 Aralık 2025’te kabul edilen 11. Yargı Paketi’ndeki düzenlemeden yararlanarak serbest kalanlardan biriydi.  

Onunla birlikte ilk etapta 55 bin hükümlü aynı düzenlemeden yararlandı. 

Sayıları 6 ay içinde 120 bini bulacak.  

Aslında güya ‘adalet’ sağlandı. 

Kovid döneminde izinli sayılanlar için 2023’de yapılan düzenlemenin bir nevi devamı getirildi.  

31 Temmuz 2023'ten önce suç işleyen ve kapalı cezaevinde kalan hükümlülerin, 3 yıl erken açık cezaevine geçebilmesi, açık cezaevinde bulunanların da yine 3 yıl erken denetimli serbestliğe ayrılabilmesi böylece sağlandı. 

Terör ve örgütlü suçlar, kadın cinayetleri, cinsel istismardan mahkûm olanlar kapsam dışında bırakıldı. Hani az daha 6 Şubat depreminin failleri de kapsama girecekti, kamuoyu tepki gösterince vazgeçildi, işte o düzenleme. 

Islah etmekten uzak infaz rejiminde, cezaevlerindeki sıkışıklığı azaltmanın da bir yöntemi olarak başvurulan bu düzenlemelerin işe yaramazlığının bir kanıtı 28 Aralık 2025 tarihli Karar gazetesi manşetinde yer aldı.  

‘Rahşan Affı Korkusu’ başlığını atan gazete, cezaevinden çıkar çıkmaz Telegram’da verilen suç ilanlarından örnekler verdi. Haberde görseli kullanılan ilan şöyle:  

“Selamün aleyküm Hayırlı Günler,
İzmir’in her yerinde 
Mekan Kurşunlama 
Mekan Kundaklama
Adam yaralama
İnfaz
Adam Kaldırma
Adam Dövme
Not bırakma yapılır”

Buna örtülü af derler

Esasen yapılan, bildiğiniz bir tür ‘örtülü af’. 

Hukuk sisteminde örtülü af diye bir şey yok elbette.  

Bildiğiniz ‘af’ var. 

Af çıkarmanın da şartları belli. 

Anayasa'ya göre af kanunu çıkarmak için TBMM'nin üye tam sayısının beşte üçü çoğunluğuna yani 360 milletvekilinin onayına ulaşmak gerekiyor. 

Bu, hem o kadar kolay değil hem de adlı adınca af kanunu çıkarmak demek, siyasi riski de üstlenmek demek. 

Onun yerine "cezaların ertelenmesi", "koşullu salıverme" veya "infaz indirimi" denilerek, yapılacak olan yapılıyor. 

Sonuçta da mahkûm serbest kalıyor mu? Kalıyor. 

Örtülü af sözü işte buradan geliyor. 

Örtülü afların tetiklediği bir başka algı ise cezasızlık… 

Bakıyorsunuz suçluya verilen ceza 15 yıl hapis. Sonra bir bakıyorsunuz, 3-5 sene sonra kişi elini kolunu sallaya sallaya dışarda. 

İsteyeni pişman eden Rahşan Affı

AK Parti hükümeti 23 yıllık iktidarında adı af olan af çıkarmadı. 

O iktidara gelmeden kısa süre önce, 22 Aralık 2000’de yapılan ve kamuoyunda “Rahşan Affı” olarak anılan şartlı salıverme düzenlemesinin bunda etkisi olabilir. 

Eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’ten adını alan bu düzenleme, amacının ötesine geçmesiyle hafızalarda yer etti.

Rahşan Ecevit okuduğu bir haberden etkilenerek, ‘kader mahkumları’ için bir düzenlemeyi gündeme getirdi.