ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında 25 Eylül’de Beyaz Saray’da gerçekleşen görüşmenin en önemli gündem maddelerinden biri de F-35 savaş uçakları ve F-16’ların yenilenmesiydi. 

Zira bağımsız savunma analisti Arda Mevlütoğlu, Türkiye’nin, hava savunma kapasitesinde mevcut durum hızla değişmezse, “ciddi bir risk altında” olduğunu söylüyor. Ona göre, hava üstünlüğü önemli siyasi sonuçlar da doğuran bir özellik. İran’ın bölgesel güç kaybı ve artan izolasyonu, Rusya’nın kâğıt üzerinde çok daha güçlü olduğu Ukrayna savaşının uzaması bunun yakın dönem örneklerinden. Üstelik Türkiye artık Suriye’de İsrail ile adeta komşu. İsrail’in Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan ile iş birliği de Ankara için bir diğer endişe konusu. 

Etrafında askeri harcamalar ve iş birlikleriyle adeta bir “kuşak örülen” Türkiye, uluslararası arenada kuralsızlığın kural haline geldiği dönemde havadan gelebilecek tehditlerle nasıl başa çıkabilir? 

Türkiye’nin Rus hava savunma sistemi S-400’leri getirmesiyle sekteye uğrayan F-35 alımı gerçekleşse bile bu tüm dertlere çare olur mu? Onun yerli muadili Kaan projesi nasıl seyrediyor? Bu sorulara Mevlütoğlu ile yanıt aradık. 

Nedir bu F-35?

F-35 beşinci nesil savaş uçağı olarak tanımlanıyor. 

Peki, onu Türk Hava Kuvvetleri’nin belkemiği olan F-16’dan ayıran özellikler neler?