Politika iliklerine kadar yalana, yolsuzluğa, adaletsizliğe bulaşmışken politikacıdan ahlaklı olmasını bekleyebilir miyiz? Ahlak Bekçisi yine kendi kendine soruyor, kendi kendine cevap veriyor.
Demokrasi yanlısı protestolar üzerinden ahlaki değerlendirmelere devam… Ahlak Bekçisi bir arkadaşından öyle bir laf duymuş ki… Biraz kızmış ve tartışmayı bu sayfaya kadar taşımış. Arkadaşı ahlakı hiç dert etmemiş, bizim bekçi açmış ağzını yummuş gözünü…
Bu hafta okurlardan gelen vakalar yerine, son yaşananlar neticesinde ortaya çıkan ahlaki bir sorunu ele alıyoruz. Polis, “emir kuluyum” diyerek ahlaki sorumluluğunu atlatabilir mi? Emir kulundan ahlak sorulur mu? Ahlak Bekçisi, kendi kendine soruyor, kendi kendine yanıtlıyor.
Okurlarımızın flörtle ilgili dertleri bitmek bilmiyor. Bu kez flörtünü yapay zekâyla yaşamış bir okurumuz yazmış. “Bir deneyeyim dedim, başıma dert aldım” diyor. “Ben eşimi gerçekten aldatmadım ki ahlaken bir problem olsun” diye de ekliyor. Bu iddiasında haklı mı, değil mi? Ahlak Bekçisi sorguluyor…
Bir okurumuz neredeyse her gün karşılaşmaya başladığımız trafik problemlerinden birini yaşamış ve bundan ahlaki bir problem çıkartmış kendine. Yaptığımdan pişman değilim diyor ama yine de “bu ahlaki mi? diye soruyor, Ahlak Bekçisi yanıtlıyor.
Bir vakıf üniversitesinde akademisyen olan okurumuz aldıkları maaşın yoksulluk sınırını bile zorladığını söylüyor. Ama vakfın kurucusu hayır işleriyle adını duyuruyormuş. Bizim emeğimizin karşılığını vermeyip kendi itibarı için hayır işlemesi reva mıdır diye soruyor, Ahlak Bekçisi yanıtlıyor.
