17 Ocak 2000 tarihinde bir bebeğin ciğerlerinden yaşama tutunma umuduyla derin bir çığlık yükseldi.
Bu yüksek ses voleybol sahalarına taşındı. Aldığı her sayıyı hayatının en önemli anıymış gibi kutlayan bir çocuğun dudaklarına... Sonra milyonlara ulaştı. Nevi şahsına münhasır halleri bazı bazı tepki toplasa da, sevenlerinin ona daha da tutunmasına yol açıyordu.
Ebrar Karakurt'un öyküsü tam da bu girift yapısıyla, Nike’ın üç kelime altı harflik, sade olduğu kadar yoğun bakışına uygun: “So Do It”
Aslında kadın sporcuların önyargılara, onları kalıplara sıkıştırmaya çalışanlara karşı verdiği savaşta bir cepheydi onunki.
100 metre dünya şampiyonu Sha’Carri Richardson’a “Kendini herkesin önüne koyamazsın” dediler. Koydu.
ABD'nin fenomen basketbolcusu Caitlin Clark'a “Kendine bu kadar güvenemezsin” dediler. Güvendi.
Artistik jimnastikçi Jordan Chiles'a “Mücadele edemezsin” dediler. Etti.
Ve en çok da onlara kazanamazsın diyenler yanıldı. Çünkü kazandılar.
Ebrar’a da “İstediğin her şeyi yapamazsın” dediler. Yaptı. Sadece bununla kalmadı. Rekorlar kırıp madalyalar da topladı.
Tutkusu olan bu sporu kendi tarzıyla ifade ediyor. Bağırışları, omuz silkmesi, filtresiz sevinçleri, coşkusu ile daha önce görülmemiş bir karakter. Bu özgünlüğü kimini rahatsız etse de Ebrar kendisi olmaktan hiç vazgeçmiyor.
Tam da bu yüzden Nike’ın kadın sporcuların önyargılara karşı verdikleri mücadeleyi odağına alan ‘‘So Do It’’ çağrısı, Türkiye’de en gür şekilde onunla yankılanırdı.
Öyle de oldu.
Daha önce Caitlin Clark’tan Sha’Carri Richardson’a, A’ja Wilson’dan Sabrina Ionescu‘ya başarıları ve duruşlarıyla ilham olan kadın sporcuların yer aldığı kampanyaya son olarak Ebrar Karakurt da dahil oldu!
Her zamanki gibi… Kendi oyunuyla, kendi sesiyle, kendi kimliğiyle…
Balıkesir’de başlayan bir hikaye
Ebrar’ın hikâyesi Balıkesir'den Bursa'ya, oradan İstanbul'a uzandı. Vakıfbank ve Türk Hava Yolları'nın formalarını giydi. Vakıfbank’ın şampiyon kadrolarında tarihe yazılan adını, her geçen sene daha çok duymaya başladık.
Ancak Ebrar kariyerini daima yeni hedeflerle devam ettirmeye kararlıydı. Cesaretini bambaşka sahnelerde sergileyebilirdi.
Bu meydan okumanın ilk durağı Türk Hava Yolları oldu. İlk senesinde kulüp tarihinde bir ilki başararak, takımın Şampiyonlar Ligi'ne taşınmasında büyük rol oynadı.
21 yaşında, voleybolda kendi pozisyonunda dünyanın en iyileri arasında gösterilen bir pasör çaprazı haline geldi.
Ama yetmezdi. Düşmesini bekleyenlere inat, daha iyisini yapmalıydı.
21 yaşında dünyanın en iyi liginde
İlk yurtdışı deneyiminin zamanı gelmişti. Enginlere sığmayıp taşan, kalıplara uymayan ruhu artık denizleri de aşmış, sonraki durağı İtalya olmuştu.
Serie A’daki her maçında üzerine koyuyordu. Hırsı, performansı, sevinçleri…
Tepkilerin de övgülerin de odağındaydı. Ama Ebrar’ın onu olduğu gibi kabul etmeyenlere tek bir cevabı vardı:
“Fazla mı geldim? Vah Vah!”
Çünkü kazanmak için sahadaydı.
İtalya’da kaldığı iki sezon boyunca Novara’nın en büyük kozu oldu. Takımının skor yükünü üstlendi; arkadaşlarını finallere taşıdı, onlarla madalyalar kazandı. Sezon boyunca birçok kez kazandığı “maçın en değerli oyuncusu” ödüllerine, 2023'te İtalya Ligi'nde “normal sezonun en değerli oyuncusu” apoletini ekledi.
“Ne yaparsan yap kazanamazsın” diyenlere kim olduğunu göstermişti. Sıradaki hedef bunu milli formayla yapmaktı.
Milli formayla en iyi smaçör
Aynı yaz Milletler Ligi'nde ve Avrupa Şampiyonası'nda zafere uzanan milli takımda yeni bir görevi vardı. Yine sınırları yıkması gerekecekti.
Takıma katılan Melissa Vargas ile güçlenmiştik. Ancak bu, Ebrar'ın forma bulmak için yeni bir mevkiye alışmasını gerektiriyordu.
Daha önce maçların belli bölümlerinde smaçör oynamıştı. Ama bunu sürekli yapmak... İşte onun için kendi çizgilerini aşması, sınırlarını daha öteye çizmesi gerekecekti. Yapmak zorundaydı. Yaptı.
Her geçen maçta yeni pozisyonuna daha da ısındı. Yetmedi, 2023 Avrupa Şampiyonası yarı finalinde İtalya'ya karşı geri dönüşün fitilini yaktı. Performansıyla takımı önce finale, ardından kupaya taşıdı. Turnuvanın en iyi smaçörü seçildi.
Rusya’da her zaman hatırlanacak bir oyuncu
Game of Thrones’ın unutulmaz güçlü karakterlerinden Sansa Stark nasıl Kralın Toprakları'ndaki tüm zorluklara göğüs gerip Kuzey'in Kraliçesi olduysa, Ebrar da yönünü dünyanın en iyi ligi İtalya’dan sonra Rusya’nın soğuk topraklarına çevirdi.
Asi ruhu ona “Asla durma” diyordu, “Daha yapacak çok işimiz var.”
Lokomotiv Kaliningrad’daki ilk senesinde performansı ve şahsiyeti sayesinde Rus halkı onu çok sevdi. Adına açılan pankartlar, onunla bir fotoğraf karesinde yer alabilmek için girilen kuyruklar, ona özel tezahüratlar…
O sadece kendiydi. Böyle sevildi. Bu sevginin karşılığını da verdi, orada da her maç bir evvelkinin üstüne koyarak oynadı. Sezonu Rusya Ligi'nde ‘en değerli oyuncu’ dahil olmak üzere tam dört ödülle tamamladı.
Bu performansa rağmen ilk senesinde şampiyonluğa ulaşamamıştı. Ama bu sadece başlangıçtı. Yenilgiyi kabul etmek ruhunda yoktu. Bir sonraki sezonda daha iyi olmalıydı. En iyisi...
Yol uzun, Ebrar kararlıydı. Her maçta takımın ve sahanın en iyi ismi oluyordu. Onun bağırışlarından rahatsız olanlara çok yazıktı. Çünkü o, her sayıdan sonra kendi bildiğini okumaya devam etti ve kazandı.
Sezon sona yaklaşırken takımını en tepeye kadar taşıdı. Önce Rusya Kupası’nı kaldırdılar. Sıra lig şampiyonluğundaydı ama takımı finalde zor durumdaydı. Final serisinde 2-1 geride, dördüncü maçta 2-0 yenik durumdalardı. Şampiyonluk ellerinden kayıp gidiyordu.
Yenilgiyi kabul etmeyen yine Ebrar oldu. Geri dönüş ateşini yaktı. Seriye imzasını attı. Şampiyonluğu aldı. Dokuz bireysel ödül ve iki kupa ile Rusya’ya her zaman hatırlanacak bir oyuncu olarak veda etti.
Yeniden Türkiye’de
Ebrar Karakurt, yeni sezonda yeniden ülkemizde forma giyecek. İlk provasını da Milletler Ligi'nin 18 Haziran'da başlayan Türkiye ayağında milli formayla yaptı.
Dominik Cumhuriyeti, Polonya, Kanada ve Güney Kore gibi zorlu rakiplere karşı attığı zafer çığlıklarını hepimize İstanbul'da, yalnızca metrelerce öteden duyurdu.