Türkiye’de siyaset her gün daha da ısınıyor. Son olarak 11 Temmuz’da PKK’dan bir grup sembolik bir törenle silahlarını yaktı. Gözler bundan sonra atılacak adımlarda…

Aynı gün Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Ankara Enstitüsü, “PKK’nın silahsızlandırılması ve Kürt Meselesi” başlıklı ve 27 Haziran–5 Temmuz 2025 tarihleri arasında yapılan saha araştırmasına dayalı bir rapor yayımladı. Araştırmada birçok çarpıcı veri var. Toplumun sürece desteği yüzde 70 oranındayken, sürecin yürütülüş biçimine desteğin yüzde 45 olması, bunlardan biri. 

Araştırmanın dikkate değer sonuçlarını ve siyasetin genel olarak gidişatını, Ankara Enstitüsü’nün başkanı, SETA’nın eski koordinatörlerinden, 2014-2017 arası başbakan müşavirliği yapmış, sosyolog Dr. Hatem Ete ile konuştuk.

Araştırmanızdaki veriler nasıl bir Türkiye tablosu ortaya koyuyor?

Araştırma toplumun bir yandan resmî kamusal söylemi satın aldığını, bu söylemin temel öncüllerini benimsediğini gösteriyor, bir yandan da hem Kürt meselesi ve PKK ile mücadele konusundan resmî söylemin bugüne kadar vazettiği yolun dışındaki yollara açık olduğunu, buralarda yeni bir siyaset ve strateji geliştirilmesine de açık olduğunu gösteriyor. 

Resmî kamusal söyleme paralel olarak, toplum; "Hepimiz biriz eşitiz, ayrımcılık yok, Türklerle Kürtler birbirine eşit" diyor. Kürt meselesi de temelde ya PKK'nın doğması dolayısıyla ortaya çıkan ya da yabancı devletlerin ülkeyi bölmesi, zayıflatması dolayısıyla ortaya çıkan bir şey gibi önermeleri benimsiyor. Büyük ölçüde Kürtler ya da farklı siyasal geleneklerde Kürt meselesine duyarlı küçük bazı kesimler bunu satın almamış gözüküyor.

Ancak PKK ile güvenlik enstrümanları üzerinden mücadele yerine ya da bunun yanı sıra doğrudan Öcalan üzerinden ve siyasi inisiyatifle PKK’nın sonlandırılması anlamına gelen mevcut sürece destek de Kürt meselesi ile ilgili dile getirilen bazı anayasal taleplere yönelik destek de oldukça yüksek. 

Dolayısıyla toplum resmî kamusal söylemi genel olarak satın almış gözükmekle birlikte bu resmî söylemin kapasitesi ile ilgili de bir farkındalığa sahip ve resmî söylemin ürettiği ezberlerin dışında başka bir patika açılmasına da razı hatta taraftar görünüyor.

Araştırma sonuçlarında sizi en çok ne şaşırttı?

PKK'nın silahsızlandırılması sürecine verilen desteğin kısa bir süre içerisinde bu denli yükselmiş olması. Bu destek yüzde 30'lardan başlamış, en son yüzde 70'e çıkmış. Bu destek oranı sürpriz görülmeyebilir aslında, çünkü ortalama oy oranı %5'i geçmeyen siyasi partiler haricinde neredeyse bütün siyasi partiler bu meseleye destek veriyor.