19 Mart ile başlayan süreçte en büyük tartışma konularından biri, sanatçıların toplumsal konularda ses çıkarıp çıkarmaması meselesi oldu. Bu süreçte sessiz kalmayı seçen bazı sanatçılar ya da içerik üreticilerinin boykot edildiğini de gördük. Fakat yaşananlara dair sessiz kalmayan ve muhalif görüşlerini gizlemeyen sanatçılar da vardı elbette. Oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu da onlardan biri.
Sürecin en başında yaptığı “‘Sanatçıymış ses çıkaramazmış.’ değil, ‘Ses çıkaramayan sanatçı olamaz.’ diyeceksiniz,” paylaşımıyla tavrını net bir şekilde belli etmişti aslında. Fakat nisan ayının başında onun ismini gündem haberlerinde de duymaya başladık. O günlerde yapılan boykot çağrılarını desteklediği paylaşımlar gerekçe gösterilerek gözaltına alınmıştı Üzümoğlu. Devam eden günlerdeyse yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakıldı.
Üzümoğlu, yıllardır yurt dışında tiyatro üzerine çalışmalar yapan bir oyuncu. Yurt dışı yasağı aldığı dönemin başında Atina’da yeni oyunu “Köpekler” (“The Dogs”) için sahnede olacaktı aslında. Karara iki defa itiraz etse de bu talebi reddedildi. Anlayacağınız, mesleğini sürdürmekte zorlandığı bir süreç geçiriyor şu sıralar.
Buradan yola çıkarak Üzümoğlu ile bir araya geldik. Onun oyunculuk serüvenini, yeni çalışmalarını ve sanatçının toplumsal sorumluluklarını odağımıza alıp, uzun bir sohbete daldık.
Yurt dışına çıkış yasağı sebebiyle rol aldığınız yeni oyun “Köpekler”in Atina’daki sahnelerini kaçırmak durumunda kaldınız. Nasıl geçiyor bu süreç sizin açınızdan? Nelerle uğraşıyor, neler hissediyorsunuz?
Günlerim sakinleşmeye çalışarak geçiyor diyebilirim. Aslında aşağı yukarı ne olabileceğini öngörebiliyorum, ama yine de bir bilinmezlik hâli var ortada. Sonuçta seni hedef göstermek ya da suçlamak istiyorlarsa, ortada bir suçun olmasına da gerek yok artık. Dolayısıyla endişeli değilim dersem yalan olur. Ama endişeden daha çok sanatımı icra edememek canımı sıkıyor şu sıralar. Yurt dışında yaptığımız oyunlar beni tiyatrocu olarak çok tatmin eden işlerdi. Türkiye’de her zaman o kadar yaratıcı, kolektif ve öncü işlerde yer alamıyoruz maalesef. Anlatım dili olarak daha konservatif ve geleneksel diyebileceğim oyunlar sahneleniyor burada. Dolayısıyla kendimi denemek açısından önemli bir yeri vardı yurt dışında oynadığım oyunların. Bu bir anda elimden alınınca afalladım doğal olarak. Fakat bir aksilik olmazsa oyunu Türkiye’de de sahneleyeceğiz birkaç kere. O yüzden mutlu da hissediyorum kendimi. Bir noktada işimi yapmaya devam edeceğimi bildiğim için de sakinim.