Bazen olaylar arasındaki bağlantıyı ayan beyan görmek için biraz zaman geçmesi gerekiyor.

DEM Partisi, adını koyamadığımız süreci anlamlandırmak için temas trafiğine başladıktan sonra, dilinde hep bir “Meclis’te komisyon” sözü oldu. 

Ama hakkı yenmesin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, daha en başında, “Bir şey olacaksa Meclis’te olsun, şeffaf olsun” diyenlerdendi.

Komisyon meselesi az buçuk aşina olunan bir konu. Bir önceki çözüm sürecinden de kulaklara çalınmıştı. Ama o aşamaya erişilemediğinden lafta kalmıştı. Galiba biraz da “Ona gelene kadar olması gerekenler bir olsun hele, gerisi kolay havası” hakimdi. Zira komisyona gelene kadar yapılması gerekenlerin zaten çok zor olduğu kabulü vardı. 

Ama sürecin hamisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuya odaklanılmasını sağladı. 19 Mayıs mesajında, adını sanını vererek, az buçuk tarifini yaparak 100 üyeli süper bir komisyon önerisiyle ortaya çıktı.  

AK Parti’nin sürecin en başından beri takındığı ağırdan alan ve temkinli haline komisyon meselesinde de tesadüf edildi. Komisyonun kurulması için önce PKK’nın silah bırakması gerektiği hatırlatıldı. 

AKP’nin yaklaşımının aniden değişmesinin ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yasama döneminin sonu yaklaşırken komisyon için harekete geçmesinin nedeni ise temmuzun ilk haftasında aydınlığa kavuştu. 

Çünkü PKK’nın silah bırakmaya başlayacağı duyuldu. 

Böylece PKK’ya bir nevi, “Sen silah bırakıyorsan, ben de komisyon kuruyorum” denildi.